My latest piece for
@CEUDemInst
's Review of Democracy on the resurgence of Turkish opposition in last week's local elections and its wider implications for opposition cooperation in
#Turkey
,
#Hungary
and other electoral authoritarian contexts 👇
✍️ Local elections can yield quite unexpected outcomes even in authoritarian contexts, as evidenced by the cases of
#Turkey
and
#Hungary
,
@edgarsar91
writes in his op-ed analyzing the local elections in Turkey. 🇹🇷
Read it here:
🧑💻👉
#turkeyelections
Hastalık ve ölümde neden rekor kırıyoruz?
Çünkü bu ülkenin vatandaşlarının on yıllarca gece gündüz çalışıp biriktirdiği kaynaklar, 2-3 haftalık bir tam kapanmanın finansmanı için değil bir iktidarın, iktidarını biraz daha uzatabilmesi için *harcandı*. İşte bu yüzden ölüyoruz.
CHP PM, Hatay'da herhangi başka bir adayla kazanamayacağına emin olsa, tek şansı her şeye rağmen Lütfü Savaş olsa dahi onu aday yapmama *siyasi* kararını verebilmeliydi. İnsan bir noktada her şeyi bırakıp, "Biz ne için siyaset yapıyoruz?" sorusunu sormalı. İşte bu karar öyle bir…
📌 Bu fotoğraf neden tarihi bir öneme sahip?
1) Cumhuriyet tarihinde ilk kez Türkiye siyasetinde tarihsel olarak birbirine karşı kutupları temsil eden sivil siyasetçiler, ülkenin geleceğini konuşmak ve belki de bu geleceği beraber tasarlamak üzere bir araya geliyorlar.
Soru 1: Atatürk Havalimanı'nın pistinin üzerine neden inşaat yapıldı?
Soru 2: Sabiha Gökçen Havalimanı'nın ikinci pisti neden yıllardır bitmiyor?
Cevap: İstanbulluları aşağıdaki havalimanına mecbur bırakmak için.
An itibarıyla İstanbul Havalimanı'nda tüm yolcularımızın tahliye işlemleri tamamlanmıştır.
.
.
As of now, the evacuation process of all our passengers has been completed at Istanbul Airport.
Ülkemizin bulunduğu tarihi, kritik eşiğe rağmen, şu veya bu şekilde oluşmuş bir siyasi boşluğu doldurmaya niyetlendiği için Muharrem İnce'ye kızmak pek de anlamlı değildi. Her şeye rağmen "Aday olmak hakkıdır" denebilirdi.
Ancak İnce'nin, karşısında olduğunu iddia ettiği…
HDP, kendisini TBMM'nin üçüncü büyük partisi haline getiren, Türkiye'nin dört bir yanından aldığı oyları herhalde İmralı ile Ankara arasında postacılık yapmak icin almamıştır.
1. Kürt sorununun çözümünün yegane muhatabı HDP değil ama bu sorunun çözümü adına bugün demokratik siyaseti var eden ve kolaylaştıran başlıca aktör HDP’dir. Ama asla unutulmaması gereken şey demokratik çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı’dır.
Bu bakışları iyi tanıyorum. Dört yıl önce YTÜ'den hak hukuk ayaklar altına alınarak ihraç edildiğimizde, bir takım "akademisyenler" aynı bakışlarla gözünü bizden kaçırıyordu.
Şu soruya ise hala cevap bulamadım: İnsan kendini ne karşılığında bu kadar büyük bir utanca mahkum eder?
Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan rektör Melih Bulu'nun yardımcılığına getirilen Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, öğrencilerin kendisine yönelttiği soruları cevapsız bıraktı. Öğrencilerle daha sonra görüşeceğini belirterek aralarından ayrılan İnci, öğrencilerden tepki gördü
Biz bir toplum değiliz; olma gibi derdimiz de yok. Biz kendi içinde çeşit çeşit kan davaları olan, bunlardan beslenen, bu sebeple bunları asla bitirme cesareti olmayan, bunları konuşmaktan dahi aciz bir ergenler topluluğu, bir kabileyiz.
Henüz yeterince net anlaşılmayan hayati gerçekler:
1) Seçimlerde yeni bir hükümet isteyenlerin önceliği cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda bitirmek olmalı. İkinci tur, iktidarın stratejisi.
2) Parlamento çoğunluğu muhalefet için sadece yönetmek açısından değil olası bir ikinci…
Norveç falan olalım demiyoruz! Bir siyasetçiye, "başka bir siyasetçiyle aynı masada oturup memleket meselelerini tartışma" gibi bir suçlama (!) yapıldığında, o siyasetçinin "ne olmuş oturduysam, o da bu memleketin insanı değil mi?" diyebildiği bir ülke olsak yeter! Artık yeter!
Ümit Özdağ'ın Anayasa iddiası tartışılıyor | CHP'li Kaboğlu, "Bu çalışma yapıldı, dört parti de katıldı" dedi; İyi Partili Okutan, "Tamamen yalan" diye itiraz etti
Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları nereden bakarsanız bakın çok çarpıcı. Bu konuyu, her konu gibi adaylık meselesine sıkıştırmamak lazım.
Bir otoriter rejimin pul pul döküldüğüne tanıklık ediyoruz.
Onlar kaçacak yer ararken, bizim başka memleketimiz yok. Biz bir yere gitmiyoruz, bu devleti birlikte ayağa kaldıracağız. Başını dik tut sevgili halkım. Sen varsın ve daha iyisini hak ediyorsun. Geliyor mutlu, huzurlu günler!
#BizeKat
ılın
14 Mayıs seçimleri bir şey gösterdiyse o da videolarla bu mesajların adresine ulaşmadığı. Kapatmayı hedeflediğiniz 2,5 milyonluk bir oy farkı varken, oturarak kampanya yapılmıyor. Millet İttifakı'nın her bir ferdi 7 gün boyunca kazanım elde edilebilecek kritik yerleri sokak sokak…
Türkiye'de toplumun tek ve öncelikli siyasi meselesi ekonomiyken muhalefetin yaratamadığı "heyecan"ın bununla ilgisi olmalı.
Ülke krizin en derin anlarını yaşarken muhalefet ekonomi konusunda bu düzene alternatif, yekpare bir ekonomik programı neden seçmenin önüne koyamıyor?
Hep "Bir felaket olsa oraya gideriz" diye düşündüğüm, her koşulda "evimiz" olarak bildiğim kenti yerle bir halde bulalı bugün bir hafta oluyor.
Ben ve ailem şanslıyız ve bir hafta öncesine göre daha iyiyiz. Keşke herkes bu şansa sahip olsaydı.
CHP, 45 yıldır iktidara en çok yaklaştığı anda ciddi bir zaaf içinde gözüküyor.
Tümü CHP'li olan aday adaylarının da katılımıyla, tabanıyla, örgütüyle parti birliğini sağlamadan buradan çıkış zor.
Üstelik bu sefer mesele sadece iktidar değil, ülkenin ve hepinizin geleceği.
Birbirlerini ülkenin başkentinin ortasında düelloya davet eden siyasetçilerden bu ülkeye zerre fayda dokunmaz. Yazık bize.
Ülkece kurtuluşumuz ise bu tip siyasetçinin ortadan kalkmasından çok, bu tip siyasetin prim yapmasına izin vermeyecek bir kamuoyunun oluşmasına bağlı.
Bu tweet iki tarafın da radikalleri tarafından adeta lince uğrayabilecek iken iki tarafın makullerinin ve elbette kadınlarının oluşturduğu anlamlı çoğunluğu bence hiç rahatsız etmeyecektir. 23 Haziran'da olduğu gibi bundan sonra da çoğunluk oluşturmanın *siyasi* anahtarı budur.
İYİ Parti Genel Başkanı Sayın
@meral_aksener
ve HDP Eş Genel Başkanı Sayın
@PervinBuldan
'ın nezdinde tüm kadın siyasetçilerin ve Türkiye genelindeki kadın belediye başkanı mevkidaşlarımın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlarım.
Pazartesi sabahından itibaren geçerli olacak düzenlemelerin Pazartesi akşamı duyurulacağı, kararları alan tek kişi tarafından normal bir şeymiş gibi açıklandığına göre kurumsuzlaştırma artık "stratejik" bir tercih: Kamu yönetimini yapamamaktansa, kamu yönetimini lağvetme tercihi.
Prof. Ayşe Buğra, ülkemizin en önemli sosyal bilimcilerinden biridir ve kendisi gibi birçok bilim insanın yetişmesine büyük katkı vermiştir.
Bu iktidarın işkencesine yıllardır adeta bir sabır ve sağlamlık abidesi gibi göğüs geren Ayşe Hoca'nın mutlu günleri yakın olsun!
Sorma hakkımız varsa eğer;
1) Aşı tedariki önümüzdeki iki ay neden sadece Türkiye için zorlaşıyor?
2) Halk sağlığı neden sadece bir aşıya ve Çin'in sözünü tutacağı inancına endekslendi?
3) BionTech'in iki dozu arasındaki süre, neden tedarikteki beceriksizliğe göre değiştiriliyor?
Önümüzdeki seçimlerin sonuçları neredeyse tamamen muhalefetin bu süreçte yapıp yapamadıklarına bağlı olacak.
Erdoğan'ın aslında çaresiz bir adımı "şapkadan çıkardığı bir tavşan" olarak görülüyorsa, muhalefet o konuda henüz anlamlı bir seçenek sunamamış demektir.
Rüşvet ve yolsuzluğun hukuken ele alınmadığı bir ülkede devlet yok demektir. Devletin inşası için ise rüşvet ve yolsuzluğun siyaseten doğru ele alınması gerekir.
Muhalefet, pisliği anlatıp durmamalı. Nasıl temizleyeceğini; aynı pisliğin tekrar nasıl oluşmayacağını da anlatmalı.
Bugünden başlayıp seçim akşamına kadar muhalefetin yapması gereken çok şey var. Erdoğan'a laf yetiştirmek; nükteli ve alkış alacak şekilde cevap vermek ise bunlardan biri değil.
Hatta Erdoğan'ın söylediklerini hiç dikkate almamanın muhalefete bir şey kaybettireceğini sanmıyorum.
Cumhur İttifakı'nın 2023 seçimlerini kazanmak için bence en büyük umudu, muhalefetin adayının falanca kişi olmasından ziyade CHP ile İYİ Parti, Kılıçdaroğlu ve Akşener arasında var olan ve eğer önüne geçilmezse büyüyebilecek gerginliğin seçim dönemine yansıma ihtimali.
Depremin yol açtığı felaket ile ülkede belki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, olamayacak iken, Millet İttifakı'nın iki büyük bileşeni arasındaki tartışmaların aynı içerikle, neredeyse hiçbir şey olmamış gibi sürdürülebiliyor olmasına söyleyecek bir söz bulamıyorum.
#HatayHavaliman
ı'na inişlerin seçim sonrasına kadar iptal edilmesi, deprem sebebiyle başka yerde ikamet edip kayıtları halen Hatay'da olan seçmenlerin oy kullanma şanslarını doğrudan olumsuz etkiliyor.
Yaklaşık 500 bin seçmen söz konusu. Muhalefet buraya odaklanmalı! (1/5)
Tüm eksiklik, aksaklık ve bu özelliklerine yönelik son zamandaki tüm saldırılara rağmen 100 yaşındaki CHP, halen Türkiye'nin en kurumsal, parti içi demokrasiyi en sahici biçimde işleten parti olarak gözüküyor. Türkiye için bunun yerleşmesi, derinleşmesi ve örnek olmasını dilerim.
Kimliksel kutuplaştırma marifetiyle çoğunluk mobilizasyonu AKP iktidarının görece eski bir stratejisi. Erdoğan 2010'lardan beri kimliği üzerinden Kılıçdaroğlu'na saldırıyor.
Bugün farklı olan ise (1) Erdoğan'ın muhalefete karşı neredeyse başka bir silahı kalmadı ve (2) bu…
Soru: Millet İttifakı seçime tek adayla mı her parti kendi adayıyla mı gitmeli?
M. Akşener: "2018'de fark ettim ki Temel Bey, Muharrem Bey ve ben birbirimizle de rekabet ettik. Halbuki değişim isteyen seçmen bir bütün. Parlamenter demokrasiye geçene kadar bu bütünlük sağlanmalı"
CHP'nin 2024-2028 arasını adaylık meselesine dayalı bir soğuk savaşla geçirmesi için iktidar elinden geleni yaparken, bu ifadeler ancak tuzağa düşüldüğü izlenimi verir. Her ne kadar Başarır bir sonraki cümlesinde "Ekrem Bey de Mansur Bey de Özgür Bey de hepimiz de bir bütünüz…
Ali Mahir Başarır: “Ben Erdoğan’ın yerinde olsam Özgür Özel ile yarışmak istemem.”
🗣️İpek Özbey: “Diğer adaylardan (İmamoğlu ve Yavaş) daha mı zor?”
🗣️Ali Mahir Başarır: “Bana göre öyle”
(Sözcü TV)
Kemal Bey, anti-Erdoğanist adaylık propagandası yerine, bir zamanlar olduğu gibi Millet İttifakı içi/ötesi muhalefet koordinasyonuna odaklansa, muhalefetin seçimler ve sonrasına hazırlığı meselesine çok daha anlamlı bir katkı verebilir. Zira o bıraktığından beri bu işi yapan yok.
Ey Saraydaki Şahıs, oy oranlarını gördükçe dilinin söylediğini kulakların duymaz oldu. Bugün resmen iç savaş naraları atmaya başladın. Bu millet bunları yemez! Bu millet sen ve sülalen saraylarda yaşayasınız diye sokaklarda kan dökmeyecek.
İçişleri Bakanı, şahsına yönelik ve ortada sağlıklı anlamda bir devletin kalmadığını gösteren ithamlara karşı kendisini savunmaya, hatta övmeye çalışırken öyle şeyler söylemek zorunda kalıyor ki ortada sağlıklı anlamda bir devletin olmadığı çok daha net anlaşılıyor.
CHP şimdi ne yapacak bilemem ama Erdoğan'ın hamlesinin çok ustaca, seçimin kaderini değiştirecek müthiş bir hamle olduğunu varsaymak için de sanıldığı kadar sebep olduğunu sanmıyorum.
Bu kadar fayda sağlayacaksa Erdoğan CHP'nin teklifi olmadan da bu hamleyi er geç yapardı zaten.
Her şeye ve herkese rağmen, kim ne derse desin şerefinle ve vicdanın tamamen rahat bir şekilde sadece işini yapmaya devam etmek lazım. Bu ülkeye borcumuz budur! Kimin halka, topluma, kamuya hizmet ettiği; kimin bu iddiayla halkın geleceğini yok ettiği her zaman çok net olacak.
Türkiye'nin en büyük şansı AKP'nin ikinci nesil siyasetçilerinin siyasetten ve genel olarak gerçeklikten bihaber olmaları. Böylece ikisinin kaderleri birbirinden daha kolay ayrılacak.
Aday olmak herkes kadar Muharrem İnce'nin de hakkı ama bence İnce'nin ülke için faydalı bir şey yapması önündeki en büyük engel, 2018'den bu yana Türkiye tarihinden kendisini çıkarırsak geriye hiçbir şey kalmayacağını düşünecek kadar benmerkezci okumanın yarattığı siyasi körlük.
Hükümet kendi imzaladığı sözleşmeden "tabandan baskı var" diyerek çekilmek isteniyor. Bir takım cemaatler dışında böyle bir talep yok. Kadına şiddete açıkça taraftar olmayan hiçbir kesim bu sözleşmenin getirdiği standartlara karşı çıkmaz
#İstanbulSözleşmesiYaşatır
#P
ınarGültekin
Macaristan yarın tarihi seçim için sandığa gidiyor. 12 yıldır ülkeyi yöneten Başbakan Viktor Orban'a karşı birleşen altı partili muhalefet ittifakı, Budapeşte Belediye Başkanı Gergely Karácsony ve ortak başbakan adayı Peter Márki-Zay ile son mitinglerini Budapeşte'de yaptı.
Having closely observed the joint campaign of the Hungarian opposition last year, I think the most significant comparative advantage of Turkish opposition ahead of the
#Elections2023
is its ability to unify all the leaders and popular figures of the opposition in a single…
Kurum'u aday gösterirken Erdoğan'ın muhtemelen tek beklentisi, paramparça ve birbirine girmiş muhalefete karşı AKP & MHP'nin Mayıs 2023'teki oylarını almasıydı. Buna mukabil İmamoğlu'nun yapması gereken ise, 2019'da *tüm* muhalefet partilerinin bir araya gelerek yarattığı…
Otoriter bir rejimde iktidarı seçim ile değiştirmek sonu belirsiz bir maraton koşmak gibi. Maratonun belli etaplarını önde bitirmek önemli. Ancak rakip, koşunun kuralları ile bitiş çizgisinin konumunu değiştirebildiği için, bu etapları önde bitirmek sadece moral depolamaya yarar.
İktidar Boğaziçi ve diğer üniversitelere yaptıklarının Türkiye'nin geleceğine ne kadar zarar vereceğini bilmiyor değil, umursamıyor.
Bu otoriterlik bir gün sona erecek ama Boğaziçililerin
#KabulEtmiyoruzVazgecmiyoruz
karşı duruşu gerçek bir miras olarak geleceğe aktarılacak.
Dün Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat, İktisadi İdari Bilimler ve Eğitim Fakülteleri Dekanlarının görevden alınması üzerine Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri fakülte binaları önünde basın açıklamasında bulundu.
📷: Emre Uğur, Tolga Sütlü
Kılıçdaroğlu için seçimlere üç gün kala "kazanıyor olduğunu gösterme" stratejisini uluslararası seviyeye taşımak anlamlı. Bu sayede bir yandan dış politikada muktedir bir aktörleşme sinyali verirken, diğer yandan global seviyedeki demokrasi-otoriterlik kutuplaşmasında hangi…
Sevgili Rus Dostlarımız,
Dün bu ülkede ortaya saçılan montajlar, kumpaslar, Deep Fake içerikler, kasetlerin arkasında siz varsınız. Eğer 15 Mayıs sonrası dostluğumuzun devamını istiyorsanız, elinizi Türk’ün devletinden çekin. Biz hala işbirlikten ve dostluktan yanayız.
Bernie Sanders ve onun temsil ettiği platformun açıktan ve gayretli desteği olmasa, Demokratların bugünkü zaferi mümkün olmayacaktı. Bugünkü durum tüm dünyaya esaslı ve sahici bir demokrasi ittifakının yapabileceklerini gösteriyor. Demokrasinin tekrar inşası ise yeni başlıyor ⬇️
Hatay'da Antakya-Defne arası Maksim Park ve çevresindeki okul bahçelerinde çaresizce bekleyen depremzedelere en temel yardımlar dahi henüz ulaşmamış. Acil ulaştırılması gerekiyor.
Türkiye, yakın gelecekte Cumhur İttifakı'nın seçimle iktidarı kaybettiğini gördüğünde bu kaybın en önemli sebeplerinden biri olarak iktidarın hizmet etmekle mükellef olduğu vatandaşları sırf başka bir partiye oy verdi diye cezalandırması gösterilecek.
Adana'da trafik sorunu metrosuz çözülmez. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2. etabı onaylamasını bekliyorduk ama onaylamadı. Niye onaylamadığını bilmiyoruz. Bu benim meselem değil, bütün Adana'nın ve Adanalılar'ın meselesi. Yeniden değerlendirilerek onaylanmasını bekliyoruz.
Eğer öyle olsaydı;
1) İktidar, İnce'nin parti kurmaya "hakkı" olduğunu bu kadar belirtmezdi
2) Akşener'e "eve dön" diyerek zaten giderek küçülen iktidar pastasına yeni bir paydaş almayı göze almazdı
3) Daraltılmış bölge, bölgesel baraj gibi değişiklikleri gündeme getirmezdi.
Ünal: AK Parti'nin oy oranı hiç yüzde 42-44 bandının altına düşmedi. Cumhur İttifakı'nın oy oranı ve Cumhurbaşkanımızın oy oranı yüzde 52'nin altına hiç düşmedi
Ülkede geleceğe dair her şey tehlike altındayken, toplumun mümkün olan en geniş kesimiyle herkesin birarada barış içinde yaşamasını mümkün kılacak asgari demokratik koşulların sağlanması için ittifak yapmak, bırakın siyasetsizliği, tanımı gereği yapılabilecek en büyük siyasettir.
13) Fotoğrafta sevmedikleriniz, demokrat bulmadıklarınız olabilir; fotoğraf eksik gelebilir; fotoğrafa dahil edilen konular yetersiz gelebilir. Hepsi meşru ve yerinde itirazlar.
Ancak tüm bu sebeplerle bu fotoğraf *her şeye rağmen* bir ilerlemeyi ifade ediyor.
Muhalefet kaybetti. Yarıştaki adaletsizlik ilk sebepse de tek sebep değil. Bunun muhasebesi ise hınçla değil, aklı selim bir şekilde yapılmalı ve değişim bunun üzerine inşa edilmeli.
Ancak bu şekilde 25 milyon seçmenin dünü atlatıp, yarına bakması mümkün olabilir.
Savaş'ın olanlarda ne kadar sorumluluğu olduğundan bağımsız görüşüm bu.
6 Şubat Türkiye için büyük bir felaketti. Ancak daha üzerinden bir yıl geçmeden şahit olduklarımdan bir kez daha anladım ki biz toplum olarak bize dayatılan bu "siyaset"ten maalesef daha temiz değiliz.…
📌 "Acaba CHP'nin bugün Mersin’den başlatacağı ve iktidar karşıtı vatandaşların hayli ilgi göstermesini bekleyebileceğimiz bu mitingler Kılıçdaroğlu’na da İnce’nin yaptığı hatayı yaptırır mı?"
🖊️ Bugünkü
@Medyascopetv
yazım ⬇️
HDP ve TİP ortak liste üzerine anlaşabilmeli(ydi). Bu illaki de tüm seçim çevrelerinde HDP/Yeşil Sol listeleri üzerinden olmak zorunda değildi. Ortak akılla en doğru strateji bulunup, karşılıklı güvene dayalı müzakereyle bu strateji uygulanabilirdi. Maalesef HDP ve TİP müzakere…
Muhalefet 6 Mayıs 2019'dan sonra iki ay sürdürdüğü kenetlenmeyi 14 Aralık 2022'den sonra neden iki gün bile sürdüremedi?
Kılıçdaroğlu ve Akşener arasında bir zamanlar var olan etkin diyalog kanalının yokluğu, otoriter rejimi seçimlerde yenmek için gereken birliğin altını oyuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu bu seçimlerle 2017'den beri sürdürdüğü, muhalefeti bir ittifak olarak var etme ve büyütme stratejisinin bir karşılığı olarak, seçmen nezdinde belli bir ağırlığı olan muhalif aktörlerdeki kredisinin tamamını kullanmışa benziyor.
"Yeni bir hikaye yazma" şansı İslamcılara son 40 yılda Ortadoğu ve Türkiye'de geniş halk kitleleri tarafından verildi. Ancak İslamcılar her fırsatta bu iddialarını gerçekleştirecek birikim, potansiyel ve niyette olmadıklarını kanıtladılar. Artık yeni bir hikaye yazma şansı yok.
Biz masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı.
Artık kendi hikâyemizi yazma zamanıdır.
Seçime 50 gün kala gündeme hakim tartışmaların halen günlük/haftalık olarak tüketilebilir konulardan oluşması muhalefet için iyi değil.
Millet İttifaki'nın bir an önce vadettiği gelecek ve yarattığı büyük uzlaşıya yaraşır içerik ve büyüklükte bir kampanyayı başlatması gerekiyor.
Demirtaş, bu cesur çıkışla hem Kürt hareketinin "realite"lerine meydan okuyor hem de dönüştürücü yönü güçlü bir liderlik yapıyor. Muhalefet içinde buna benzer cesur, dönüştürücü liderlikler öne çıkabilirse, Cumhur İttifakı'nın yapacak bir şeyi, söyleyecek tek sözü kalmaz.
1- Benim bildiğim HDP, Kürt sorunu dahil olmak üzere, Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümüne taliptir, irade sahibi siyasi bir aktördür ve elbette muhataptır. Çözümün adresi de doğal olarak TBMM’dir.
Son düzlükte Millet İttifakı'nın kampanyası, ilk turda bitirme/bitmese de ikinci tura büyük farkla gitme hedefine odaklanmalı. Bunun için Kılıçdaroğlu'nun İmamoğlu ve Yavaş'la oluşturduğu takım imajının yanı sıra Akşener'le daha güçlü bir şekilde vere(bile)cekleri "Birlikte…
İktidar sertleştikçe muhalefet iç tartışmalara gömülmektense elindeki sınırlı ama önemli güçlerini kullanmalı:
1) Arkasındaki çoğunluk desteğini siyasal sinerjiye dönüştürerek iktidara baskı kurmalı
2) TBMM'de iktidara ne anayasa değişikliği ne de erken seçim için destek vermeli
Kılıçdaroğlu'nun son zamanlardaki söylem stratejisinde dikkatimi çekenler:
1) Doğrudan halka sesleniyor (ama tweet dizileriyle)
2) Erdoğan'ı şahsen hedef alıyor (2018'de tutmadı, 2019'da tersi tuttu)
3) Hiç olmadığı kadar "ben yapacağım" diyor (2019'da "biz" vurgusu tutmuştu)
Erdoğan, sana soruyorum: 2.400 km ötedeki sığınmacı nasıl bizi tehdit ediyor? Hani hükümetin sınırlarımıza hakimdi? Yoksa değil mi? Olmadığını ve kasten oldurmadığını biliyoruz. Çünkü her gün düzensiz yeni sığınmacılarla karşı karşıya kalıyoruz. Sonra da senin anlattıklarınla...
Türkiye'ye demokrasi vadeden muhalefet, önümüzdeki yıl bunu gerçekleştirebilecekleri bir seçim olmasını istiyorlarsa sertleşen otokratikleşmeye karşı birlik içinde mücadele etmeli.
Başka yol yok!
Otoriter iktidar bloğunun anayasayı değiştirme çoğunluğuna sahip olmaması, muhalefetin 2018 stratejisinin yegane başarısı ve demokrasinin akıbeti için gerektiğinde kullanabileceği bir güçtür.
Muhalefetin bu gücünden vazgeçmesi, esastan bağımsız otoriter iktidarı güçlendirir.
Erdoğan oldukça savunmada. Belli ki üretimin durması, gaz/elektrik faturaları, enflasyon gibi halkın gerçek gündemi üzerine açıklama yapma zorunluluğu hissedilmiş.
Ancak açıklamalar rakamlı, grafikli ve prompter'dan okunarak yapıldığında, halk nezdinde ikna ediciliği de düşüyor.
4 Mayıs 1950 - 27 yıllık CHP tek parti iktidarının bittiği 14 Mayıs 1950 seçimlerine 10 gün kala Cumhuriyet gazetesinin ilk sayfasından:
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü: "Seçimlerin neticesi ne olursa olsun kadere boyun eğmek lazım gelecek"
Bu ülkede bir gün demokrasi olacaksa, tek yol bunu talep eden makul bir çoğunluğun varlığını istikrarlı bir biçimde sürdürerek *mahalleler arası* bir kamuoyu oluşturmasıdır. Bugün böyle bir kamuoyu olsaydı, Sezen Aksu veya Tarkan' bu şekilde hedef göstermeye cesaret edilemezdi.
CHP için 31 Mart 2024 yerel seçimleri birçok beklenmedik ilke vesile oldu: On yıllar sonra ilk kez birinci parti olma; İç Anadolu'nun lider partisi olma; Adıyaman'ı, Amasya'yı, Afyon'u, Kilis'i kazanma; Üsküdar'ı, Beykoz'u, Gaziosmanpaşa'yı alma ve daha birçok şey.
Ancak tüm…
Öyle düzeyde bir "siyaset" düşünün ki "özür diledi" iddiası alçakça bir iftira gibi görülüp bu videodaki gibi tepki verilsin ve sonrasında da böyle bir kavga çıksın.
İBB Meclisi toplantısında İYİ Partili Meclis Üyesi Ali Kıdık'ın "İnternetçi dedi sonra gelip özür diledi" paylaşımının ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Tevfik Göksu, "İspatlamazsan alçağın ta kendisisin" dedi
Karşılıklı atışmaların ardından gerginlik kavgaya dönüştü
Hem de muhalefet partilerinin hepsi bu kadar parlak ekonomi kadrolarına sahipken...
Artık şunu anlamak lazım: Partilerin tek başlarına yaptıkları, söyledikleri ne kadar mantıklı olursa olsun seçmen tarafından iktidara karşı güçlü bir alternatif olarak görülmüyor, görülmeyecek.
Birkaç oy daha kazanmak uğruna, bu seviyede hamlelere tenezzül edilmesi, Cumhur İttifakı seçmeni içinde kimseyi rahatsız etmez sanılıyor belli ki ancak 2019'da İstanbul tekrar seçiminin kaderini büyük ölçüde bu seçmen belirlemişti.
2019 yenilgisini bile halen analiz edememiş bir…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu akşam yayınlanan gençlik buluşması programında, daha önce mitinginde de gösterdiği Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasına PKK yöneticisinin montaj yapıldığı videoyu gerçekmiş gibi anlattı.
2-3 yıl önceye kadar Türkiye'de 'entelektüel' tartışmanın kısırlık ve nobranlığını tarafların bagajlarına bağlayıp, yeni jenerasyon entelektüellerle birlikte bu sorunun çözüleceğine neredeyse emindim. Meğer "biz büyüyünce böyle olmayacağız" saflığından öte bir şey değilmiş.
Neresinden bakarsak bakalım cumhuriyet ve Atatürk, son 20 yılda yürütülen aktif karşıtlığa rağmen, daha kapsayıcı ve hatta birleştirici birer fenomene dönüştü. İyisiyle kötüsüyle cumhuriyetimizin eksiklerini tamamlamak hepimizin görevi olduğuna göre, bu dönüşüm de hayırlıdır.
Bugün Türkiye'de makul çoğunluk tüm kışkırtmalara rağmen sakin ama güçlü bir şekilde sandığa giderek sadece kendilerinin değil tüm toplumun, gelecek nesillerin ve onların çocuklarının geleceğini kurtarabilir.
Hiç şüphesiz tüm dünyanın gözü bugün emsali görülmemiş bir şekilde…
Artık acilen yapılması gereken daha fazla zaman kaybedilmeden 2023'te Erdoğan'a karşı yarışacak olan siyasi bloğun katılmak isteyenlerce oluşturulması ve bu bloğun Türkiye'yi Erdoğan sonrası döneme taşıyacak program, ekip ve adayı ortaya çıkarmasıdır.
Fazla zaman yok!
*Kılıçdaroğlu-Akşener fiili ortak adaylığı* tüm muhalefetin rızasıyla mevcut tabloyu değiştirebilir.
Altılı Masa liderleri, İmamoğlu ve Yavaş gibi figürlerin etkin desteği ve parti örgütlerinin birlikte mobilizasyonu emsali görülmemiş bir konsolidasyon yaratabilir.
📌 "...İktidar bloğunun yapacaklarından bağımsız olarak muhalefet için 2022’de yapılacaklar listesi şöyle sıralanabilir: Önce program, sonra ekip, en son da aday."
🖊️ Taze 2022 baskısı 👇
Seçimli otoriter bir rejimde muhalefetin seçim kazanmak için *aynı anda* yapması gereken iki şey var:
1) İktidara karşı yarışacak seçeneğin muhalif partilerin mutabakatıyla oluşturulması
2) Bu seçeneğin seçmen çoğunluğunu mobilize edebilmesi
Bunlar birbirine alternatif değil.
Bugün Türkiye'de, her şey bir yana, otoriterliğe karşı mobilize olmayı/edilmeyi bekleyen, en nihayetinde de sandık günü bunun mücadelesini vermeye hazır bir çoğunluk olduğunu uzun zaman sonra tekrardan hatırlamış olduk.
Bu, ülkenin gerçek sigortası ve en büyük zenginliğidir.
Ne kadar farkındalar bilmiyorum ama muhalefet ortak CB adaylığı konusunda sağladığı birliği listeler konusunda da sağlamadıkça, bütüncül bir kazanma stratejisi oluşturamamış olacak.
Millet İttifakı da Emek ve Özgürlük İttifakı da mümkün mertebe ortak listeler ile seçime girmeli.
2) Cumhuriyet tarihi boyunca askeri/sivil otoriterlik ile yarı/kusurlu demokrasi arasında savrulup duran Türkiye'de "demokratik gelecek" tasarıları oldu ama maalesef hep başarısızlıkla sonuçlandı 👇
Kamusal ortamda kendimle ilgili konuşmayı tercih etmiyorum ama son günlerde çok soruluyor, "üniversiteye dönecek misin, bunca olandan sonra tekrar isteyecek misin?" diye.. Elbette döneceğim, bundan bir an bile şüphe duymadım. İşimi yapmak için de sonuna kadar mücadele edeceğim.
17 günlük "tam kapanma" yarın bitiyor. Malum nedenlerle yaşanan yokluk sebebiyle ciddi bir aşılama yapılamayacağı belliydi ama veriler Türkiye'nin bu sürede elindeki miktarda aşıyı bile yapamadığını gösteriyor. 17 gün boyunca sadece 3,1 milyon doz aşı yapılmış.
Pratikte bir bürokrattan farksız atanmış bir bakanın iktidara karşı iddialarını dile getiren seçilmiş muhalefet liderine canlı yayında "Siz ülkeye ne yapacağınızı anlatın ya" diye bağırarak siyaset yapması bir rezalettir. Ana muhalefet liderinin muhattabı yürütmedeki tek kişidir.
İktidar yerel seçimlerde büyükşehirleri geri almaya şimdiden gözünü dikmiş ve ortada yeniden motive edilmesi gereken 25 milyon seçmen varken, Kılıçdaroğlu bunu sağlayacak değişimi kolaylaştıran lider olarak hatırlanmalı. Aksi ne CHP, ne muhalefet ne de Türkiye için faydalı.
Bu seçim birçok açıdan tarihe geçecek. Ancak en önemli hususlardan biri Türkiye geneli katılımın %76'ya düşmesi (2019'da %85'ti) ve bunun büyük çoğunlukla AKP seçmeninin sandığa gitmemesinden kaynaklanması. Bu AKP seçmeninin sandığa yaklaşımında bir paradigma değişikliği demek.
Prof. Bilge Yılmaz bugün Medyascope yayınında halen "Hazırlıklarımızı tek başına iktidar olacakmışız gibi yapıyoruz" diyor.
Eyvallah yapın da neden muhalefet partileri hazırlıklarını biraz da daha gerçekçi senaryo olan "tek başına iktidar olmayacakmış gibi" birlikte yapmıyor?
Muhalefetteki ortak aday krizi ancak birleşerek kazanılabileceği gerçeğinin görülmesi sonucunda çözülmüştü. Şimdi TBMM seçimleri için de muhalefetin her bir yanında ayrı liste iddiaları havada uçuşuyor. Belli ki muhalefetin bu gerçeği tekrardan hatırlaması gerekecek.
Millet İttifakı, kapsayıcı, tüm muhalefeti konsolide edebilecek ama hayli kırılgan bir uzlaşıyla seçimlere gidiyor. İktidarın kampanya döneminde bu kırılganlığı özellikle kaşıyacağına şüphe yok. Muhalefet ise hedefe odaklanmalı ve son üç günün hınçlarını kampanyaya taşımamalı.
Otoriter rejimlerde yürütme yargı üzerindeki baskısını kamuoyu üzerinden kurmaz. Cumhurbaşkanının YSK'ya yönelik medyaya yansıyan açıklamaları baskı kurmaktan çok muhalefetin sakinliğini bozmayı ve bence olası bir red kararında "bakın hukuka saygılıyız" demeyi hedefliyor gibi..
Millet İttifakı'nın ortak politikaları, iktidara karşı güçlü bir kampanya için gereken sağlam zemini sağlıyor. İttifakın önündeki zorlu müzakereler, bu zeminin yarattığı moral üstünlükle, tam bir birlik içinde atlatılabilirse muhalefet son düzlüğe net bir üstünlükle girecektir.
Meral Akşener ve İYİ Parti her fırsatta Türkiye'nin bir hukuk devleti olmadığını tespit ederken, neden belediyelere kayyum atanması veya 4,5 yıldır tutuklu olan Demirtaş söz konusu olduğunda "yargı kararı esastır" vs diyorlar? Hukuk devleti sadece bu iki konuda mı yürürlükte?
Tüm bu olaylar Trump'ın arkasındaki konsolide seçmen desteğini de 2024 için şansını da bence ortadan kaldırdı. Cumhuriyetçilerin de Trump virüsünden arınmak için artık çok daha büyük sebepleri var. Bu açıdan yaşananları popülist otokrasinin zaferi olarak göremeyiz.