Belki de bu dünya hiç bize ait olmadı. Seyfi Dursunoğlu ve Peter Green gittikten sonra, dedim ki kendime, belki de bu aptallığı seyretmeye gelmişiz, yarısında çıksak ne olur? Siktiret! İçecek bi yer bulalım, dünya dışında!
Aylarca marul sabunlayan eş dost, şimdi neden bu virüse yakalanıyorum diye şaşkınlık içinde.Bodrumda, Çeşmede, yüksek müzik eşliğinde birbirinin ağzına fışkırmaktan olabilir mi acaba.Mekana girerken maske, ateş kontrolü, ardından bağıra bağıra eğlenmek.Kapat müziği! Yemeğini sat!
Bodrum Kumbahçe’de1890dan kalma sakız evi.Aslına uygun olarak restore ettim. Sahrap Soysal’ın - Memleketin en bilinçli en eğlenceli gastronomi yazarı ve araştırmacısı- ortaklığı sayesinde bi gece ansızın açıldı.Hayat, sesler, kokular 1974’e döndü.Hafif hafif yensin, içilsin gayrı
Avizeler takılmaya başladı. Tüm finansmanını karşılayarak, bir başka örneği bulunmayan, Tiyatro, Kabare, Müzikhol inşa ediyorum. Yerli yabancı dramalar, müzikli oyunlar, konserler, sergiler olacak içinde. Dev kütüphanesinden kitap da alınabilir-araklanabilir.
Haklı. Ben kendimi zaten beğenmem. Bazı işlerim iyidir. Böyle büyüdüm. Aptalca şeyler yaptım. Jahrein haklı. Ne var yani? Bir kaç ilham verici iş yaparsın, gerisi eğlenceli yanlışlıklar!
Demek aptallığa karşı umutlardan biriydim. Demek çocuklar da okudu, bir de yazlık aldık, artık rahatça geberip gidebiliriz değildi konu. Büyümek bir hayal kırıklığı olmayabilir bazıları için. Büyümek daha keskin, daha fena, daha bilinmeyen... İstemez misin öğrenmek?
Sezai Aydın ağabey seslendirme sanatının zirvesi, dilimizin eşsiz sesidir. Başka eşsiz sesler, ifadeler gelebilir ama onun yeri doldurulamaz. Bu buz gibi gerçeklik ölümdür. Onu kaybettiğimiz için çok üzgünüm.
Yanaklarından kan fışkıran adamları sevmem. Büyük ihtimal ile baba parası yiyordur. Çökük yanakları, düşünceli yüz hatlarını severim. Göz altı çizgilerine bayılırım, her yaşta.... Ukala insanlar iyidir. Yaşamak isteği!
Bodrumda yeni dükkan, yavaş yavaş açarım, taş, ahşap, kristal, metal. Önü deniz, avluda sakin hareketler, bu da üstü, serin, sağlıklı, eğlenceli. Biraz da iyileştirici yemekler. Nasıl?
Yatakta başarı, espri, sınırsızca vermek fakir eğlencesidir. Bunları kutsamaya gerek yok. Herkes yapıyor. Aptal gibi görünmek istemiyor musun? Kitap oku!
Gittiğiniz yerde müziği kıstırın ya da kapattırın. Müşteri istiyor bahanelerini yemeyin. Başkasının seçtiği müzik sizin seçtiğiniz yemeğin, içkinin tadını bozmasın. Arkadaşınızla sohbetinize mani olmasın. Denizin sesini, kuşların ötüşünü duymanızı engellemesin.Sizi hasta etmesin!
Yılda 500 ton plastik Akdenize atılıyor. Microplastikler bizim ve çocuklarımızın vücutlarına kadar nüfuz etmiş durumda.
Sürdürülebilir bir yaşam için hepimizin doğaya sahip çıkması gerekiyor.Bref markasının ve TÜDAV’ın öncülüğünde hayata geçirilen projeye ben de katıldım.
Helsinkide barlarda kütüphaneler görmüştüm. Pariste var bir ya da iki. Bizde de var. Beyoğlunda var.Bodrumda benim barımda da var. Ama kabarede, müzikholde olmaz genellikle. Hele böyle 50metrekare kütüphane dünyada ilk defa İstanbulda. 7000 kitap gerekiyor. Can Yayınları veriyor.
Hakkı Ağabey’i çok özlüyoruz. Tatlı tatlı, bazen pek hüzünlü, bazen gülerek hatırlıyoruz. Ben her geçen gün daha çok özlüyorum galiba. İşte size onunla ilgili güzel bir yazı.
Bugün, bu harikulade tebrikler ve yorumlar için müteşekkirim. Bugün sokaklarda rastlaştığım kadınlar ve adamlardan, göz kırpmalardan, fırlatılan o cazip bakışlardan, sessiz selamlamalardan, genç yaşlı aynı piç kuruları olduğumuzu bi kere daha anlamaktan bahtiyarım.54 ümü seveyim.
Bu gece”genelgenin gazete, radyo ve televizyon kuruluşlarında görevli olanlar istisnai kişiler...” maddesi içinde tv100 de 01:00 programımı canlı olarak yapmaya devam edeceğimi tüm “uykusuzlara” bildiririm.
Kıs şu müziği! Millet birbirinin ağzına burnuna doğru bağırmadan konuşsun! Gösteri ve konserlerden değil, lokanta, kahve, düğün dernek, toplanma alanlarından sözediyorum.Bugün İngiliz Uzmanlar söylüyor diye haber izliyorum.Tamam kapat müziği öyleyse.Yemek mi satıyorsun müzik mi?
Politik insanlar, hata yapmayanlar, durum değerlendirmesi yapanlar işe yaramaz. Onları siktiredin! Kaç parası olduğunu boşverin. Nasıl harcıyor ona bakın! Cibiliyeti orda ortaya çıkar!
Orwell'in Hayvan Çiftliği "dinlemek" için harika! Böyle bir alışkanlığınız yoksa başlamak için en iyi tercih olabilir. Hayal gücünü uyandıran, ilham veren, çok iyi yazılmış, Türkçemize üstün bir şekilde çevrilmiş bu eseri bir çırpıda dinleyecek, dinlemekle kalmayacaksınız?
Mayıs başında Oyunlara başlayacağız. Bitince dünyanın en iyi salonları arasına girecek. Üç kat içinde gezinip, oyuncularla oyun öncesi ve sonrası muhabbet edip, resimler ve kitaplarla eve dönebileceksiniz.
Çok yakında DadaSalonKabarett de OkumaTiyatro’suna başlayacağız. Bu gecelerde bizim ekibimiz, kimi zaman çok tanıdık isimlerin katılımıyla, seyirciyi de işe katarak, okuyacak oynayacaklar. 18 den büyüklere oynanacak, yüz liraya girilecek, öğrencilere bedava olacak.
Kitap okumadan tiyatro kuramazsın; çünkü hayal kuramazsın. Ukalalık ediyorum, bağışlayın! Bunu bugün genç bir fransızdan bastım: Edgar Allan Poe. Baudelaire çevirmiş, Hitchcock önsözünü yazmış. 60 da yayımlanmış. Fena. Okumak ve daha da derinlere dalmak isteğini kabartıyor.
Ne bir ilan verdik, ne medyayı çağırdık. 32 genç Türk illüstratör arkadaşlarına bahsettiler. Son yılların en havalı sergi açılışı oldu. Yanına Kabare de gelince harika olacak.
Pandemi süresinde, hizmet sektörü ve gösteri dünyası, yani arz edenler, “Bizi özlediler, yine gelecekler!” dediler. Öyle olmayacak. Müşteri- Seyirci evde otururken değişti. Başka bir bilinç geliştirdi. Hem lezzetli hem sağlıklı hem ekonomik olacak. Böyle olacak!