Ayhan Koç
@manyakmurekkep
Followers
1,552
Following
1,132
Media
43
Statuses
990
Kara Havadisler Kervanı - Cümle Göğün Mavisi - Sırlıçeşme
Joined December 2022
Don't wanna be here?
Send us removal request.
Explore trending content on Musk Viewer
jaehyun
• 267214 Tweets
Eric Adams
• 253637 Tweets
#LCDLFMX2
• 162431 Tweets
#jjk271
• 133996 Tweets
Cardi
• 97813 Tweets
Offset
• 56269 Tweets
斎藤知事
• 53922 Tweets
Arath
• 53057 Tweets
VAMPIREHOLLIE IS COMING
• 47450 Tweets
無罪判決
• 42168 Tweets
無罪判決
• 42168 Tweets
Mayito
• 41009 Tweets
袴田事件
• 38660 Tweets
東京ゲームショウ
• 38402 Tweets
Briggitte
• 36224 Tweets
静岡地裁
• 25006 Tweets
ジェヒョン
• 18483 Tweets
スクミュ
• 17286 Tweets
Patrick Little Gift For U
• 15996 Tweets
NyataPRABOWO JKWkompak
• 14198 Tweets
MakinSOLID JelangDILANTIK
• 14166 Tweets
Brillitos
• 13051 Tweets
#もっと自由に買いだめしたい
• 12668 Tweets
मनमोहन सिंह
• 12368 Tweets
Pinned Tweet
Ben Ayhan Koç. Sırlıçeşme, K.H.Kervanı ve Cümle Göğün Mavisi kitaplarının yazarı. Virüs veya başka bir sebeple hesabımdan kripto paralarla alakalı tweetler atılmıştı. Asıl hesabım askıya alındı. İtirazım değerlendirilene dek bu hesaptayım. Bu tweeti elden ele uzatabilir misiniz?
2
42
91
İyi bir okur videoda adı geçen kitapların çoğunu okumuştur, okumadıklarını da az çok biliyordur. Aynı videonun Türk edebiyatı versiyonunu yapıp Fransızlara seyrettirelim, Pamuk'un kitapları dışında bön bön ekrana bakacaklardır. İşte kültürel hegemonya budur.
Şu Avrupalıların güzelliğine ilericiliğine bakın bir de bizim bağnaz cühelalarımızın kendini üstün sanma hastalığına...
182
77
2K
47
94
3K
En iyisi mi tartışılır ama benim zevkime göre yılın en iyi dizilerinden biri.
6
106
1K
Ferit Edgü gibi minimalist, dili ve üslubuyla kendi olan ve bu özgünlüğü hep muhafaza etmiş, popüler olmak için yırtınmamış bir yazarı vefatından sonra Kürt sorununu yeterince göze sokmadığı için çarmıha gereceğinize, çalakalem roman ve öykülerinde iki üç satır,+
6
26
608
2'si bebek 4 kişi 71 saattir enkaz altında
adres:kahramanmaraş/merkez sütçü imam lisesi karşısı mehtap apt.
tugay özalpay:0532 423 0571
11
996
520
Nihayet Sinek Sarayı ve Bit Palas’ı bitirdim. Okumaya üşenenler için evvela kanaatimi belirteyim. İntihal yok. İki roman arasındaki benzerlik hakikaten ancak %5’i bulur. Hatta Elif Şafak’ın Sinek Sarayı’nı okuyup esinlendiği kuşkusunu doğuracak en ufak unsura rastlamadım.
35
75
539
Ki bir insanı yaşarken değil de anca son nefesinden sonra eleştirebiliyorsanız, bu dediğimi yapacak yürek yoktur sizde.
3
1
185
Gelişmek ve sosyal aurasını artırmak için kitap okuyanlara nicedir söylediğim bir şey var. “Cicero ile Seneca ne Shakespeare ne Tolstoy okudu.” Sadece yaşadıkları çağın - günümüze kıyasla güdük kalan – literatürüne hakimdiler ama bu, düşünür olarak ölümsüzlüklerine mani olmadı.
3
7
172
olabildiğince örtük anlatmaya çalışan ama K24’ten seminerlere, Youtube canlı yayınlarından devlet kanalına, her yerde ve her ortamda muhalif yazar apoletini kimselere bırakmadan az ya da çok küpünü dolduranların avucuna saplansın çivileriniz bir önce.
1
3
168
o da en usturuplusundan Türkiye ve TSK’ya iğne batırıp uslu uslu mevziine çekilen, bugün yaşanmakta olan tek adam düzenini ve yozlaşmayı bangır bangır anlatmak dururken AKP yargı ve bürokrasisinin de pek takmayacağını bilerek meramını ancak 70’lerin 80’lerin Türkiye’si üzerinden
1
3
163
İki ay önce yazmıştım, umursayacağını sanmam ama bu da benim Şule Gürbüz'e cevabım olsun.
12
17
161
İntihal var mı yok mu diye malum iki kitabı okuyayım dedim, biri bitti, diğerine henüz başladım. Çekilecek çile değil valla.
18
2
157
Yazardan beklentilerimin tepesinde hayal gücü yer alıyor. Bir yazarın yaratma becerisi kıtsa maalesef diğer kalemlerdeki başarısı bana tesir etmiyor. Önemli olan çalışmak, çok çalışır çok okursan iyi yazar olursun diye diye kurmacanın bir düş ürünü olduğu da unutturuldu.
3
12
147
Şu anki bilgim ışığında şayet Bit Palas’ın Sinek Sarayı’ndan intihal olduğu hükmü onanırsa, şunu bilin ki Türk edebiyatının dörtte biri Sinek Sarayı’ndan intihal ilan edilmeli ve Beyoğlu’nun girişine “Mine Kırıkkanat’ın Mülkü” tabelası yerleştirilmelidir.
5
20
144
İki kitap var, mahkemenin teki biri diğerinden intihal diyor. Nüfus 84 milyon ve ben, hadi haksızlık olmasın birkaç kişi dışında kimse bu iki kitabı okuyup değerlendirme yapmıyor. Bu toplumun okumak ve edebiyatla alakası gerçekten içler acısı. Asıl çarpıcı olan budur.
20
5
138
Böyle abesle iştigal, utanç verici bir karar ancak bu ülkenin yargısı tarafından verilebilirdi diyerek kendi adıma son noktayı koyayım.
9
3
108
Bir kitabı/yazarı eleştirirsin, sebeplerini açıklarsın. Hemen toplanıp bir bit yeniği ararlar. Kıskanç, ırkçı, ideolojik kör, kadın/lgbt düşmanı, bir şekilde bir kulp takarlar. Sonra aynı tayfa başka platformlarda "Ah bizde de eleştiri kalmadı, nerede eskiler" diye sızlanır.
3
1
103
Arkadaşlar İsrail'i savunduğunuzda daha havalı, daha batılı, daha elit falan olmuyorsunuz, yalakası olduğunuz batılılar havalimanında kollarını açarak sizi karşılamayacak. Hani birtakım gazeteci müsveddesi gibi foncu olursunuz, anlarım; gerisi safi aşağılık kompleksi
0
10
97
İnanmak ve bilmek çok farklı şeyler. İki kitabı okudum diyorum, çıkıyorum erler meydanına, karşılaştırmasını yapıyorum, hani kitabı okuyacakların keyfine tuz biber ekmeyeyim diye olay örgüsüne dair spoiler de vermiyorum. Yok diyor paşalar, illa da intihal diye tutturuyorlar
6
0
98
Yayımlandığında basbayağı görmezden gelinmişti. Pek sonra sağ olsunlar yazarlar ve okurlar tarafından keşfedildi. Seneler sonra bugün bir göz atayım dedim. Favorilerim hala Muskacı, Nisyan ve Tanrı O'ul. Not: Kendi kitabım hakkında tweet attım, kıyamet alametleri bunlar;)
5
5
95
Öykülerdeki vasatlık üzerine süregiden tartışmada ekleyecek bir sözüm yok. Ben diyeceğimi beş sene önce demişim zaten.
6
7
90
İthaki'de iki kitabım yayımlandı ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor. Yanlışa yanlış diyemiyorsak neye yarar yazarlık. Alican Saygı Ortanca ve haksızlığa uğramış bütün İthaki çalışanlarının yanındayım.
🎙️İthaki Yayınevi çalışanları: Tazminat hakkı olmayanlar işten atılıyor eskiler istifaya zorlanıyor
@ithakiyayinlari
34
625
1K
0
8
85
Son öyküyü bitireyim diyorum da nereye bitiyorsun. Ne zaman Word'ü açsam aynı saçmalık. Ayhan gel şu perdeleri tak! Ayhan musluk bozulmuş! Ayhan sokaktaki kediler seni çağırıyor! Ayhan sen pilav yap seninki tane tane oluyor! O kahrolası pilavı yapmayı öğrendiğim güne lanet olsun
8
1
78
Yazarlığı geç bir okur olarak söylüyorum, Türkiye'deki çoğu yayınevini spekülatif kurgu - mizah alerjisi bitirecek. Metinlerde doğaüstü - bilimkurgu - fantastik unsurlara en ufak tahammülü olmayan editörler tanıdım.
3
5
71
Daha evvel de yazmıştım, şayet bu kitap şimdilerde biraz biliniyorsa bunu yazarlara ve siz değerli okurlara borçluyum. Bu övgü yüzümde şapşal bir gülümseme yaratmadı değil:) Çok teşekkürler
📌 Eleştirmek, bir gedik bulmak için epey uğraştım fakat yok! Ne dilde, ne konuda, ne üslûpta bir açık var.. Uzun bir müddet sonra, içime sinerek bir öykü kitabına 5 yıldız verdim. Bundan böyle de herkese önereceğim bu kitabı. Vay be. Ne yazarmış Ayhan Koç. Helâl olsun.✨
4
4
128
3
2
74
Bu arada aklımdayken şunu da yazayım: Kırk yıllık ömrümde sayısız insana denk geldim. En eğlenceli, en sorgulayıcı ve tartışmaya en açık olanlar yüksek edebiyatın kibrinde boğulanlar değil, fantastik – bilimkurgu okuruydular.
2
2
72
7 aydır bir şey yazmamışım. Üç roman, bir öykü dosyam hazır, bu tembellik biraz da bundan. Öyle olmasaydı da bir sorun görmüyorum. Bazen kendini nadasa bırakmalı, bazı fikirlerin demlenmesini beklemeli, başını kaldırıp dünyaya şahit olmalısın.
4
3
69
İyi romanların belli başlı yayınevlerinden çıktığı algısının pekiştirilmesi için çeyrek asrı aşkındır ödüller dört beş yayınevinin tekelinde.
İyi romanlar sadece belli yayınevlerinden mi çıkıyor, yoksa yarışmalar belli yayınevlerinin tekelinde mi sorusu ister istemez akla geliyor.
10
1
63
4
6
66
Kitap okumak dünyanın en zahmetsiz işlerinden biri. Tek yapman gereken o an gerçekten okumak istediğin her neyse onu okumak. Tek bir janra, tek bir yazara, tek bir çağa saplanıp kalmayacak, ufkunu geniş tutacaksın.
1
2
64
Ne zaman çiftçisi işçisi birlik olup "Hükümet istifa" sloganı atsa, muazzam bir kibirle "Akp'ye oy vermeseydiniz, oh olsun!" diyen tipler mantar gibi türüyor. Ee siz çıkın sokağa, hükümet istifa diye bağırın. Demokrasi 5 yılda bir verdiğiniz oyla ötekini aşağılamaktan mı ibaret?
2
2
54
İki yazara sempati beslemiyorum. İmzacı yazarlar arasında da yer almadım. Fikrim yokken zikrim de olmasın diye aslında hiç gereği yokken uslu uslu oturup iki romanı okudum.
3
1
54
Son öykü bitti, dolayısıyla öykü dosyası da bitti. Ne zaman yayımlanır, ne zaman okunur, maalesef şimdilik her şey meçhul. Bekleyip göreceğiz.
Ateşböcekleri adlı öyküm en kılı kırk yaran arkadaşlar tarafından bile tam not aldı. Bu kadarını beklemiyordum. Öyle görünüyor ki bir sonraki öykü kitabımın süperstarını bulmuş olduk. Son bir öykü kaldı.
2
1
33
4
0
51
Bir öykü ödülünün dört ayrı kitaba/yazara verilmesi gülünç mü trajik mi şaka mı, on dakikadır bunu düşünüyorum. Madem gönlünüzden kopmuş, niye kendinizi tutuyorsunuz, aday olan tüm öykü kitaplarına verseydiniz ödülü, yazık günah değil mi diğerlerine?
1
1
49
Günümüzde maazallah bir yazarın başka bir yazarı eleştirmesi edebiyat dünyamızda 7.2'lik bir sarsıntıya yol açar. Kitleler eleştirilen yazarın etrafında cansiperane toplanır, eleştiren yazar kıskançlıkla itham edilir. Birkaç saatte seni doğduğuna pişman ederler.
Bugün pek benzerini görmediğimiz türden bir etkinliğin metni.Birbirlerini övmek ya da birbirlerine hak vermek için değil düpedüz enine boyuna tartışmak için biraraya gelmiş beş romancı.Uzun süre sonra yeniden basılınca haberdar olduğum ve sabırsızlandığım bir yapıt.
7
20
236
3
1
45
Kusurlu bir eser sırf metnin niyeti veya yazarın kimliği, ideolojisi, cinsiyeti vs nedeniyle övüldüğünde veya cansiperane savunulduğunda yazarın gelişimine ket vurulur. Bence bu bir yazara yapılabilecek en büyük kötülük. Elbette bu her eleştiri doğru anlamına gelmiyor.
3
2
46
Şafak Bit Palas’taki karakterlerin teker teker eskizini çıkarıp iç dünyalarını, dertlerini, travmalarını sayfalara yansıtmayı başarmış. Bununla da yetinmemiş, Bonbon Palas’ın tarihi, nasıl inşa edildiği gibi fasıllara da metninde yer açmayı bilmiş.
1
1
42
Şu ana dek 6 roman, 2 öykü kitabı yazdım. Yazarken en eğlendiğin pasaj neydi diye sorulsa aşağıdaki, anlatıcının (Arif) bibliyofil ebeveynlerini (Nurdan - Talat) anlattığı kısmı söylerim herhalde. Buradan okumak zor ama bu novella hiç yayımlanmayacağı için paylaşayım dedim.
2
4
42
Ülkenin en zengin şirketlerinin senelerdir vergi vermediği ortaya çıkmış, ortalık süt liman. Şu skandalın yüzde biri etmeyecek şeyler yüzünden meydanların savaş alanına döndüğü ülkeler biliyorum. Maşallah, devletimiz hiçbir şeyi beceremese de endoktrinasyonda master seviyesinde👏
0
0
39
İlk göz ağrım. Bu romanla alakalı iki dileğim var. Birincisi editoryal hataları giderilmiş halini raflarda görmek. Ve tabii filme yahut diziye uyarlanması. Bu sayede kitabı okuyamamış pek muhterem validemi Sırlıçeşme ile tanıştırmış olacağım:) Ubeydullah'a sevgiler
5
1
38
Ara sıra da olsa çağdaşım olan yazarları eleştiriyorum. Güzel hoş ama umarım bu davranışım, güzide yayınevlerimizdeki pek mahir editörlerin kara listelerine girmeme yol açmıyordur. Amaaaan, benim de içim ne fesat ya, hiç olur mu öyle şey:)
4
0
38
Arkadaşlar bazılarınız okuduğunu anlamıyor, bu yüzden açıklayayım. Tweette Batı edebiyatının öncülüğü ve niteliği yadsınmamış. Bu dengesiz alışverişin bir hegemonya olduğu vurgulanmış. Hegemonyanın temellerine, nedenlerine girilmemiş. Hegemonya budur denmiş.
İyi bir okur videoda adı geçen kitapların çoğunu okumuştur, okumadıklarını da az çok biliyordur. Aynı videonun Türk edebiyatı versiyonunu yapıp Fransızlara seyrettirelim, Pamuk'un kitapları dışında bön bön ekrana bakacaklardır. İşte kültürel hegemonya budur.
47
94
3K
4
2
37
Tuzu kuru bütün arkadaşlarım kalp hızını, aldığı kaloriyi her saat ölçen, her sabah bir dünya vitamin yutan, yogaya takık, kitlelere yaşam koçluğuna soyunmuş Stanford - MIT mezunu yeni nesil guruların podcastlerini vaaz dinler gibi dinleyen statü fetişisti moronlara döndü.
2
0
36
Bit Palas ise epey ayrıntılı ve “roman olduğunun farkında olan” bir roman. Ama okura nefes aldırmayacak denli boğucu.
1
1
37
İki romanı da beğenmedim ama Sinek Sarayı’nın “en kibar ifadeyle” iyi bir fikrin alelacele, derinlik katılmadan, başlangıç düzeyi bir kurguyla işlenmesinden ibaret kaldığını belirtmeden geçemeyeceğim.
1
1
37
Bit Palas’ın merkezinde ise bir ana karakter yok. Roman, her hanesine bölüm bölüm konuk olduğumuz beş katlı, on daireli (biri dükkân) bir komşular panoraması. Bu apartmanın ismi Bonbon Palas.
1
0
36
Sinek Sarayı annesini kaybetmiş, ayrıca hayatının gidişatından memnun olmayan Sinan’a odaklanıyor. Romanın anlatıcısı Sinan yarı Türk yarı Fransız. Bir süreliğine İstanbul’a dönüyor ve yatılı okuldan arkadaşı Hilmi’nin +
1
0
35
Sinek Sarayı’nın merkezinde Sinan var demiştim, yazar ana karakterine öyle vakit hasretmiş ki romanında boy gösteren diğer karakterleri işlemeyi basbayağı ihmal etmiş. Romanda Sinan dışındaki herkes kartondan hallice diyebilirim.
1
0
34
Varoluşsal metinler okuduğun kadar tarihi de oku, spekülatif kurgu da, çizgi roman da oku. En ufak zararı olmaz, aldığın haz bir yana, faydasını da görürsün.
2
0
34
Benim arkadaşlar da böyle, Amerika'da, Avrupa'da yeni çıkan ne varsa okurlar, Paris Review'ı, The New Yorker'ı, Guardian'ı takip ederler ama sorulsa son dönem Türk edebiyatı hakkında en ufak fikirleri yoktur. Tribünlere oynamayacağım, bu önyargılarını yersiz bulamıyorum.
Okurdan çok yazar var hikayesi hakkında: Türkiye’de “nitelikli” okur elbette var ve sayısı az değil, bir çoğu evinde oturup okuyor. Fakat bence bu okur Türkçe edebiyatla mesafeli. Bu mesafe edebiyatta okur dinamiğini zayıflatıyor ve böylece manipülatif olan alan kazanıyor.
3
4
81
4
1
32
100 sayfa kitap okumaktan aciz tiplerin tribini çekiyoruz bir de.
2
3
34
Bizim insanımızın şöyle bir tilkiliği var: Bir konuda uyarıp akıl veriyorsun, dinlemiyor, burnunun dikine gidip boyunun ölçüsünü alıyor ama işin sonunda hatasından ders çıkarmak yerine seni şom ağızlı ilan ediyor. Birinin bile "Abi haklıydın, seni dinlemeliydim" dediğini duymadım
2
0
34
Ateşböcekleri adlı öyküm en kılı kırk yaran arkadaşlar tarafından bile tam not aldı. Bu kadarını beklemiyordum. Öyle görünüyor ki bir sonraki öykü kitabımın süperstarını bulmuş olduk. Son bir öykü kaldı.
2
1
33
Şayet spesifik bir araştırma içinde değilseniz kitap okumak bir ödev değil, zevk işidir. Çoğu okur kanona hakim olacağım diye ömrünü yiyip tüketiyor. Oysa günümüz kanonunu yalayıp yutmak için en asgarisinden birkaç ömür şart.
1
0
31
anneannesine ait beş katlı (beş daireli) bir apartmanın en üst katına yerleşiyor. Tekrarlıyorum, roman tümüyle Sinan’ı, geçmişini, onun İstanbul’da geçirdiği haftalarda tanıştığı kişileri ve başına gelenleri konu almakta.
1
0
33
Konu bulamadıkları için bir şey anlatıyormuş gibi görünerek hiçbir şey anlatmamayı adet edinen öykü yazarlarının ve atölye hocalarının sevgili putu Raymond Carver hakkında vaktiyle böyle yazmışım👇Başlığı ben koymadım bu arada.
Üslubu ve Yazım Tekniğinden Hareketle Yapılan Sağlam Bir Raymond Carver Eleştirisi
@eksiseyler
4
2
26
1
4
33
Bonbon Palas’ın her dairesinde farklı hayat hikâyelerine sahip, problemli karakterler yaşıyor. Birbirinden ilginç bu karakterlerin ortak meselesi ise apartmanı baştan aşağı kaplayan çöp kokusu. Roman bir düzineden fazla karakteri teker teker sahneye çıkarırken, +
2
0
32
LÜTFEN RETWEET!!!
Teyitli enkaz-ses veriyor-
adıyaman besni/ çat mahallesi eski devlet hastanesi karşısı/ ünlü apartmanı beytullah: 0539 471 9795. vinç lazım
3
74
32
lütfen yardim edin ses var, teyit edildi, yardıma ihtiyaçları var. lütfen yalvarıyoruz.
sümerler mah belediye blok a3 hatay
2
105
31
Çok yaygın olmasına karşın az dillendirilen bir sevgi türü var: Bir başkasının hep orada, o basamakta kalacak olmasından ve yaptığı iş her neyse çıtayı yükseltmemesinden neşet, minnetle fokurdayan bir sevgidir bu. Schadenfreude’i anımsatır ama örtüşmez.
3
0
31
biri diyor Dergah’tan çıkan kitaplar dışında bir şey okumam, beriki diyor İletişim ve YKY dışındaki yayınevleri ne yapıyor bilmiyorum. İkrah ettim hepsinden. Bir de sözümona yüksek edebiyat denen şu şeye saplanıp kalanlar var, evlerden ırak.
1
0
30
Bomboş, bir konuya sahip olduğu bile şüpheli, bilinç akışı metinlere sırf orada burada övülüyor, ödüller veriliyor diye demir atıyorlar. Zevk aldıkları yok, basbayağı sıkılıyorlar ama o kitabı okumanın prestiji paha biçilmez.
1
0
31
Benzerliklere gelecek olursak… (1) İki apartman da Art Nouveau üslubunda. (2) Sinek Sarayı’ndaki apartmanın demir kapısında kuğu motifi var. Bit Palas’taki apartmanın ön cephesinde ise tavus kuşu kabartması var.
1
0
31
Hayvanseverler öyle sandığınız gibi isterik değiller. Sokak hayvanları meselesinin çözüme kavuşturulması gerektiğinin onlar da farkında ama en çok farkında oldukları, iktidardaki partinin AKP olduğu. Bu partinin sokak köpeklerini katledeceğini biliyorlardı. Ve haklı çıktılar.
1
2
31
Kalemimden çıkan en iyi pasaj değil muhakkak, zaten üstüne pek düşmediğim, eğlencesine yazdığım absürt bir kurguydu ama Behçet'le Galip'in bu atışmasına ne zaman denk gelsem iyi ki yazmışım diyorum. Özellikle de Behçet'in şu uzun cevabını... Umarım ki iğneler adreslerini bulur;)
1
0
30
"arkadaşlar allah rızası için yardım gönderin 40 saattir enkaz altındayım şarjım var internetim var ama sesimi duyuramiyorum. burnumdan kan geliyor.
hatay antakya, akasya mahallesi 100. sokak, no84"
elif melisa
3
93
28
çöp kokusunun kaynağı bahsinde de okuru polisiye bir meraka sürükleme peşinde.
1
0
29
(3) Sinek Sarayı’ndaki apartmanın bir katında gece kulüplerinde darbukacılık yapan ikizler yaşıyor. Güher ve Süher. Bit Palas’ta ise giriş kattaki kuaför dükkânını Cemal ve Celal isimli ikizler işletiyor.
1
0
29
Ara ara aklıma geliyor, bu ülkede kar topu oynuyor diye Nuh Köklü'yü öldürdüler
0
2
29
Dostoyevski’nin bütün kitaplarını bitirmeye çalışanlara rastlıyorum. Dostoyevski bile sana bütün kitaplarını önermez:) Biri Vedat Türkali okumuyor öbürü Kemal Tahir’e buruna kıvırıyor,
2
0
26
4) Her iki apartmanda da hayat kadınları var. Sinek Sarayı’ndaki apartmanın üçüncü katında Gülfiliz isimli bir hayat kadını yaşamakta. Bit Palas’ın sekiz numaralı dairesinde ise Mavi Metres lakaplı bir kadın yaşıyor. Zeytinyağı tüccarı bir adamın metresi.
1
0
28
Dört senedir, ta yavruluğundan beri besliyorum, bir kere bile yanıma gelip kendini sevdirmedi hergele. Böyle bir üstenci bakış, bir elit tavırlar...
5
0
27
Oysa çoğunlukla eleştiri sadece eleştiridir. Okuyucu alır kitabı, okur ve beğenmez. Fikrini de kendince açıklar. Neyin paniği neyin savunması bu, gerçekten anlaşılır gibi değil.
0
0
28
Ee o zaman siz okuyun paşalar. Not alın, intihal olduğuna ilişkin kuşkuya mahal vermeyecek bütün o unsurları dökün ortaya, benim de yüzüm kızarsın özür dileyeyim. Ama o da yok. Çünkü bir taraf tutmuşlar, kazanmasını istiyorlar.
1
0
27
(8) Evet her iki romanın sonunda da anlatılanların hayali olduğunu vurgulayan ek bölümler var ama bunlar epey farklı sonlar. Sinek Sarayı’nda Kırıkkanat bu romanı ben yazmadım hayal ettim demeye getiriyor.
1
0
27
Bit Palas’ın sonunda ise asıl anlatıcının romanda hiç görünmeyen ve hapse atılan bir protestocu olduğunu, birlikte gözaltına alındığı bir adamdan ilhamla bu romanı yarattığını öğreniyoruz.
1
0
27
Üslubu ve Yazım Tekniğinden Hareketle Yapılan Sağlam Bir Raymond Carver Eleştirisi
@eksiseyler
4
2
26
Şule Gürbüz'ün hakkını teslim etmeli, iyi bir yazar. Zamanın Farkında'yı severim. Ne var ki özellikle romanları sıkıyor beni, miadı dolmuş bir devrin geç kalmış peygamberi gibi. Kehanetini arayan bir peygamber...
Şule Gürbüz’ün hiçbir kitabını okumadım, aslında okumak istiyorum ama bir türlü elim gitmiyor. Bunun yazarla hiçbir alakası da yok tamamen fanları yüzünden. Fanları kendisini öyle zorlama cümleler ve tespitlerle övüyor ki her gördüğümde fenalık geçiriyorum. Kantarın topuzu önemli
38
1
251
5
0
25
Güher ve Süher kimdir, neyin nesidirler tanımıyoruz bile, açıkça figüranlar. Cemal ve Celal’i ise tanıyoruz, geçmişlerini öğreniyoruz.
2
0
26
Atölyeymiş şuymuş buymuş, mecalim yok yazmaya. Üç sene önce şöyle bir şey yazmıştım Ekşi'de, epey geri dönüş almıştım. İleride atölye kurarsam da bahsettiğim 4 maddeden biri için kurmuş olurum. Kapitalist dünya, napcan.
5
5
26
Meryem iri kıyım bir kadın, oğlu Muhammet ise yaşıtlarına kıyasla ufak tefek ve okulda zorbalığa maruz kalıyor. Yani Bit Palas'taki kapıcı ailesi hiç de öyle sirkten kaçmışa benzemiyor.
1
0
26
Ortalık yere birkaç molotof kokteyli atmış olabilirim;) Söz hakkı verdiği için
@onurcali
ve
@parsomenfanzin
'e teşekkürler
Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ilk Rus yazar İvan Bunin’in Eyüp Karakaş çevirisiyle raflardaki yerini alan öykü kitabı "Güneş Çarpması" bu yıl okuduğum en iyi öykü kitaplarından biriydi.
@manyakmurekkep
1
3
70
2
0
27
Yayınevi politikası diye yalnızlık, keder, taşra sıkıntısı, nostalji, çile, çocukluk travmasından örülü, aynı kalıptan, hani sanırsın aynı kalemden çıkma metinlere hapsoldular. Abartmıyorum elim gitmiyor okumaya.
1
0
26
7 Numara: Ben karakterinin Bonbon Palas’a taşınma sürecindeyse dostu Ethel her işe burnunu sokup evi dekore etmeye kalkıyor. Beraber yaşamıyorlar bile.
1
0
26
ve en mühimi, bana yılışan, benimle ha aileden ha kültürden ha taşralılıktan ha mahalleden ha sosyoekonomik sınıftan ha ideolojiden bir ahbaplık bağı kurmak için yırtınan hiçbir metin bana sökmüyor.
0
3
27
Benim beğendiğim şeyi beğenmiyorsan geri kafalısın demek ya toplumun ekseriyetinden ne kadar farklı olduğunu sergilemek için en ufak fırsatı kaçırmayan sefil bir snoba ya da insanlığı kendi tahayyülünde siyahlar - beyazlar diye ikiye ayırmış bir faşiste yakışır.
1
2
26
(5) Sinek Sarayı’nın kapıcısı Sabbek Hanım (cüce) ve oğlu (Down sendromlu, çam yarması). Bit Palas’taki apartmanın kapıcısı ise Musa – Meryem (ikinci çocuğuna hamile) ve Muhammet.
1
0
24
Şayet kamuoyuna bir intihal duyurusunda bulunuyorsanız bir zahmet söz konusu yazar ve kitabının ismini paylaşacak, karşılaştırmalı örnekleri metninize iliştireceksiniz. Aksi takdirde kim haklı kim haksız nereden bileyim ben?
0
0
24
Yayınevlerindeki emek sömürüsü büyük problem ve örgütlenmedikçe çözüleceğe benzemiyor. Gerçi bu yeterli mi, o da ayrı bir soru işareti. Yalnız başka bir sorun var, çok daha derin bir sorun: Edebiyatımız üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi. Bu nasıl hallolacak?
0
1
24
Edebiyatın sıkıcı, depresif, iç sesin hakim olduğu, düşündürücü, bilinçaltının karanlık örüntülerinin şekillendirdiği kasvetli bir sanat olduğuna ve diğer türlüsünün tırt olduğuna dair kökeni modernizme uzanan kurşun geçirmez bir ��nyargıları var.
1
1
25
Herhangi bir ilişki ağına veya atölyeye dahil olmak belki çözüm olacaktır;) Benim senelerdir asıl merak ettiğim şey, telifin t'sini bile unutmuş matbu dergilere gönüllülük esasıyla öykü yollayıp aylar yıllar boyu bekleyecek şekilde ne zaman, kimler tarafından güdüldüğümüz...
Dergilerin gönderdiğimiz eserlere bir sene sonra dönüş yapmasına nereden bakmalı? Ben öyküyü unutmuşum, öykü beni unutmuş, öyküm dile gelip ben şu an yayımlanmak istemiyorum dese yeridir gerçekten. Bir yıldır kapalı kutuya atmışım ve yeni nefeslendiriyormuşum gibi bir his.
4
0
20
2
0
24
(7) Gerekçeli kararda Sinan (Sinek Sarayı) ile 7 Numara : Ben (Bit Palas) karakterlerinin taşınma meselesinin benzerliğinin altı çizilmiş ama ne alaka anlamadım. Sinan annesi öldükten sonra ilk olarak sevgilisi Christine’nin yanına taşınıyor. Daha sonra İstanbul’a gelecek.
1
0
24
Kimsenin zevkine karışmak gibi olmasın ama hakikaten muazzam bir romandır. Ignatius Reilly edebiyatta rastladığım en muzır, en gıcık, en ayrıksı ama en sevilesi karakterlerden biri. Don Kişot'un obez versiyonu:) Kaç sene geçti unutamadım.
evet
@purenoz
haklıymış. ignatius unutulmaz bir karakter. dayaklık. ama aslında genelde haklı. nefis bir amerika eleştirisi. değişmeyen pek çok şey sinir bozuyor. yazarın kitabının yayımlandığını görmeden intihar etmesi ise… çok trajik be. önsöz beni çok üzdü.
1
5
129
1
1
23
Bit Palas’ta bedensel özürlü asıl karakter 5 numaralı dairede barınıyor: 7,5 yaşındaki çocuk. Maroteaux Lamy sendromlu. Kafası ve elleri çok büyük ama buna rağmen zehir gibi akıllı. (6) İki apartman da Beyoğlu’nda, biri Cihangir, diğeri Jurnal Sokak’ta.
1
0
24
Eleştiri yazılarında "Cioran şöyle dedi - Barthes böyle demişti - Ruskin şöyle diyordu" gibi ifadeler, yani yazarın ululara sunuda bulunmayı abartması ve kanaatini bir "dokunulmaz" ın güvencesine almadan belirtemiyor oluşu sıkıyor beni. O öyle demiş olabilir de sen ne diyorsun?
2
3
24
Meselenin aslında okur olduğunu, yabancı yazarlara takınılan müsamahakâr tavrın yerli yazardan esirgendiğini, yayınevlerinin de bu realiteyi gözettiğini biliyorum ama çevremde nitelikli nice okur bu buhranperestlik yüzünden yerli yazar okumaz oldu, al bir de buradan yak
1
1
24
Çoğu yayınevinin ilk baskıyı 1000 adetle sınırlandırdığını, telif ücretinin %7-9 arasında gidip geldiğini düşünürsek tablo trajediden komediye dönüşüyor.
0
1
23
Düşünsene, geçim sıkıntısı çeken, yaşamaktan bıkmış birisin. Evde bunalımdasın, vakit geçsin diye 100 lira basıp kitap alıyorsun ve romanda geçim sıkıntısı çeken, yaşamaktan bıkmış biri anlatılıyor. Tesadüf bu ya o karakter de benzer bir kitap okuyor. Başıma geldi bu:)
1
0
23
Bu salt çalışmakla elde edilebilecek bir beceri değil. Muhakkak bir yetenek gerektirir – üzgünüm herkesi eşitleme meraklıları, yetenek diye bir şey var – bunun yanında geniş kapsamlı, türler/disiplinlerarası bir okuma, köklü ve yeniliğe açık bir estetik algı,
1
1
23
Hayal gücü fantastik veya fütüristik bir tasavvurdan ibaret değildir. Hali hazırda mevcut, yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olanı, daha eksik, daha deforme, daha grotesk, daha absürt, daha teatral, daha steril, daha tekinsiz vs kafada canlandırıp okura sunabilmektir de.
1
1
22
Son tweet zincirinde söylemeyi unuttum. Bizde ayrıca okur nefretini cebe koyarak yazan, sanat camiasındaki oligarşiye sancak açan, başkalarıyla beraber kendi evini de ara sıra yakıp seyre dalan pervasız yazar profiline pek rastlamıyorsun. Biraz da deliliği kuşanmalı yazar.
0
0
21