“[R]utini kırmak için çabalarken monotonlaşmaktan korkan yanımız acaba gerçekten de rutinlerden mi korkuyor yoksa rutinin içerisinde kendimizi bulamayıp cansız hissetmekten mi?”
—Şeyma Keçeli’den Selma üzerine:
“Polisiye yazarlarının doktora öğrencisi gibi araştırma yaptığı dünyalardan çıkan kitaplar hâliyle polisiye roman olarak geçiştirilemeyecek farklı bir kategoriye giriyor, birer ‘dönem portresi’ oluyorlar.” —Sibel Bozdoğan’dan:
Dört yıl önce bugün yayına girdi Manifold. Yaşasın Manifold'u var eden ve onu Manifold yapan iştirakçileri, okurları ve destekçileri! Bin dört yüz doksanıncı içerik yayımlandı bugün. Daha nerelere gidebiliriz bilmiyoruz ama birlikte yolda olmak şahane.
Bir mimar veya tasarımcı Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün kitaptaki tasvirine göre acaba nasıl bir çizim yapardı?
@baharoturkay
'dan: "Bir Merak Yolculuğu: Saatleri Ayarlama Enstitüsü":
“Sıradan” bir Osmanlı kadının Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri'nde bulunan bir arzuhalden yola çıkarak yazılan boşanma süreci ve sonrasında yaşadıkları üzerine Agâh Enes Yasa’dan:
Bu yıl da kimi Manifold iştirakçilerine yıl içinde okuyup en çok sevdikleri veya onları en çok mutlu eden kitabı sorduk. Ortaya çıkan rengârenk ve çok yönlü liste, tam olarak 67 kitaptan oluşuyor.
14 Temmuz 2016'da Pipo ve Uno'nun onayı ile bu dakikalarda yayına geçmişti Manifold. Yaşasın Manifold'u var eden ve onu Manifold yapan iştirakçileri, okurları ve destekçileri! Manifold üç yaşında. Sayenizde.
“Yürürken kendini bana çizdiren şehirlere aşk duymayayım da ne yapayım.”
Bu ay Ali Yaycıoğlu’nun resimlerini kadrajladık. Resimaltı notları da okunmalı bizce.
Bazı Manifold iştirakçilerine yıl içinde okudukları ve onları en çok mutlu eden ya da onlara en çok şey katan kitabı sorduk. Ortaya çıkan çokboyutlu liste, tam olarak 53 kitaptan oluşuyor:
Tipografik bir hafiyelik hikâyesi! Yeni Türk harflerinin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1928’den sonra hızla parlayıp sönen, tuhaf ve gizemli yazı tipinin izinde bir macera Özlem Özkal'dan:
"Özbeğen’in müzikal yolculuğu başından itibaren hep iyi, hep yeni olanın peşinde, ‘aşkla’ koşmanın hikâyesidir; tabii ki memleketin müzikal ortamının elverdiği kadarıyla." —Özgün Çağlar'dan:
Onur Yazıcıgil’in Antik Yunan harflerinin estetik potansiyeline dikkat çeken, arkeolojik araştırma niteliğindeki çalışması “
#Pergamon
Yazı Tipi” üzerine Ardan Ergüven’den:
“Çok acayip bir adam” Bruno Munari. Mucit, yazar, eğitimci, şair, ressam, tasarımcı, heykeltıraş, illüstratör, mimar, “çocuklarla oyun oynayan biri,” Picasso’ya göre “yeni Leonardo.” İpek Şoran yazdı:
Manifold’un yedinci yaşında pek çok şey değişti. Uzun solukluluğa odaklı ve bunda kararlı, her zamankinden daha çoksesli, çevresi ve kapsam alanı gitgide genişleyen bir hâl aldı Manifold.
İştirakçilere, okurlara ve destek verenlere teşekkür ederiz!
Bong Joon-Ho'nun
#Parazit
adlı filmindeki, gereksinimler doğrultusunda set olarak inşa edilmiş ‘zengin evi’ ve ‘fakir evi’nin mekânsal nitelikleri üzerine Serra Aşkın'dan:
"Sanırım Weimar Berlin’ini, bugünden geriye bakan bizler için bu kadar çekici ve heyecanlı, bir o kadar da trajik kılan şey, yarınsızlık duygusuyla yaşayan insanların tarihsel gafleti olsa gerek." —Sibel Bozdoğan'dan Babylon Berlin ve Metropolis üzerine:
“Haritanın cinsiyeti olur mu? Kadın kartografların haritada gördüğü veya görmek istediği şeyler, haritalama biçimlerini değiştirebilir mi? Kadınların yaptığı haritalar neden bu kadar az? O kadar az mı?” —Gökçen Erkılıç'tan:
Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün steampunk ve fantastik bir yorumu. “Boş Bir Oda Kendi Fonksiyonunu Yaratır” sergisinde yer alan kısa film. Can Tanyeli'den "Enstitü":
“‘İnsan hayatında,’ diyordun, ‘ilişki kurmak, bulmak, kaybetmek, direnmek, dayanmak, ayrılmak, değişmek gibi eşit derecede önemli pek çok davranış vardır.’ Sadece çatışmadan beslenmek niye?”
Sevince Bayrak’tan Ursula K. Le Guin’e:
Agnès Varda’nın, Paris’in yük taşıyan kadın heykellerini yük taşıyan erkek heykelleriyle kıyasladığı esprili kısa filmi “Les Dites Cariatides” üzerine Feride Çiçekoğlu’ndan:
Pera Müzesi’nin “İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm!” sergisinden hareketle
#Theodora
’nın farklı zaman dilimleri ve kültürlerde temsil biçimlerinin bir incelemesi... Bihter Sabanoğlu yazdı:
Kimilerine göre cazı çığırından çıkaran, kimilerine göre ise cazı ihya eden bir müzik: Free Jazz. Hasan Cem Çal ve Furkan Keçeli'den on saati aşkın bir playlist (ve listeye eşik eden notlar):
“Türkiye’nin en çirkin ve saçma yapılarından biri” olmaya aday gösterilen Perpa’nın çevresiyle kurduğu ilişkiyi, yapıyı ve üretildiği dönemin bağlamını daha iyi anlamak mümkün mü? Orkun Dayıoğlu
#Perpa
üzerine yazdı:
Nesiller ve ülkeler arasında köprüler kurmanın, tüm meslektaşlarının önünde kapılar açmanın yollarını aramaktan vazgeçmeyen ve fark yaratma azmini hiç kaybetmeyen Yurdaer Altıntaş üzerine Esen Karol'dan:
Yaz okumalarını erken bitirmiş olanlara hatırlatma: Şahane kitaplardan oluşan uzun bir liste; Manifold iştirakçilerini en mutlu eden, en çok şey veren kitaplar:
Nâzım Hikmet ve Peyami Safa’nın edebi alışverişleri... Yayın tarihleri birbirine yakın bir şiir ve bir hikâye arasındaki ilişki üzerine Seval Şahin'den:
Mimarlığın kendi insan biçimli dili aracılığıyla insan olmayan varlıklar üzerinde uyguladığı şiddeti gizleyişi ve meşrulaştırma aracı hâline getirişi üzerine Emre Demirtaş'tan:
19. yüzyılın İngiltere’sinde işçi sınıfı için seri üretilen ve hızla dağıtılan sansasyonel içerikli, kriminal macera dolu kitaplar üzerine Uras Kızıl'dan:
"Açığa çıkarılan gizli bilgiler umulduğu gibi infial yaratmıyor [...] ifşa edilen gerçekler, karşı iddialarla manipüle edilip itibarsızlaştırılıyor, troller ve yalan haberler devreye giriyor, komplo teorileri üretiliyor." —Sibel Bozdoğan'dan:
“Bir grafik tasarımcı olarak Altıntaş’ın ürettiği işlere kronolojik bir bakış attığımızda, aldığı estetik kararların birbirini hazırlayan potansiyellikleri barındırdığını ve bunları doğurduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.” —Davut Yücel’den:
Haberlerin sıklıkla kurgu, hatta yalan olabildiği şu günlerde, iki polisiye yazarının bunun tersini başarması ve hayal mahsulü olan hikâye kurgularını, titiz arşiv araştırmalarına ve tarih okumalarına dayandırmaları üzerine Sibel Bozdoğan'dan
1905 yılında Açıkbaş Derviş isminde yaşlı bir “sihirbaz”ın tılsım, büyü ve sihirle çeşitli banka ve kasaları soyduğu iddiası üzerine Ahmet Bulut Tamgörgü’den:
Deleuze’ün
#K
ıvrım’ında mekânsallığa/mimarlığa yapılan göndermeler ve kitabın açtığı yoldan giden çağımız mimarlarının üretiminde Deleuze’ün kavramsallaştırmasının yeri üzerine Aykut Köksal’dan:
Türkiye’nin belki de en iyi tanınan logolarından birinin, grafik tasarım tarihinde adı anılmayan yaratıcısı ve yaklaşık yüz yıl önceye dayanan geçmişi üzerine İzzeddin Çalışlar'dan:
"Amsterdam’da yüzlerce oyun alanının ortaya çıkmasında dahli olan Aldo van Eyck, sonlu bir oyun alanında sonsuzu arayan bir mimardı." —Bülent Tanju'dan:
Uzun süre sürgünde yaşamış ve “ölmek için doğduğu yere geri dönen yaşlı filler misali” Sudan’a dönmüş, bir grup sinemacının Sudan’ı sinemayla yeniden buluşturma çabalarını anlatan film üzerine Öykü Sofuoğlu'ndan:
“Türkiye’nin ilk fast food tıkınma yeri”... 1940 sonları ile 50’lerin başlarında yaşayanların anılarında dikkat çeken mekânlardan “Atlantik Birahane ve Lokantası” üzerine Gökhan Akçura'dan:
Edison’un ses kaydetmeye yarayan icadı fonograf, 1890’lara gelindiğinde İstanbul’da sahneye çıkar ve fonografa dikkat kesilenlerin “aralarındaki iletişim kaybolur”. Gürbey Hiz’den A’dan Z’ye Servet-i Fünûn Manzaraları’nda:
“[K]açak yapıların davul zurnayla affedildiği, sevinçle kutlandığı bir ülke burası … vergini ödersen, kaçak yapı yapmazsan enayisin. Ama cezasız, bedelsiz birlikte yaşam olamıyor. Medeniyet, kendisiyle yüzleşip hesaplaşabilenleri seviyor.”
—İpek Yürekli:
"Hayatla ilişkimiz bir anlamda dalgaların okyanusla ilişkisi gibi. Her birimiz şahsımıza özgü farklı birer dalgayız, evet, fakat her dalga aslında aynı zamanda tek bir okyanusun farklı ifadeleri." —Gökhan Kodalak'tan:
Devrimci mücadele ile sinema yapmayı özünde aynı şey olarak gören Adachi’nin “peyzaj teorisi” ve “aymazlığa, hafızasızlığa, geçmişteki acı ve yıkımlardan ders alınmamasına karşı öfkesi kabından taşan” Beyrut üzerine Necati Sönmez'den:
“De Stijl’in, neredeyse Deleuzeyen denebilecek bir zaman-mekân ontolojisi var. Mekân; merkezsiz, her yöne sonsuzca yayılan, sıkışan/gevşeyen, sürekli dönüşen ve bitimsizce biçimlenen akış hâlinde ‘plastik’ maddedir...” —Bülent Tanju’dan De Stijl üzerine:
Hayat bir süreklilikten ibaretse, hayatı karbon-bazlı organizmalara, yani bitkilere, hayvanlara ve insanlara indirgemek ne kadar doğru?.. Gökhan Kodalak'tan Clarice Lispector ve Spinoza'nın dünya görüşünde örtüşenler üzerine:
An itibarıyla Manifold'un indeks sayfasına filtre işlevi eklendi. Aklı ve vakti ve emeği ve dikkati için Melis Cankara
@melonymercurie
'ye sonsuz teşekkürler! Yazılım da tabii ki her zamanki gibi Özhan Binici'den. Hatalarımızı şimdilik bağışlayınız:)
“Peki ya Şerife, nasıl beş parasız ve ‘başında bir erkek olmadan’ o kadar yolu gitmiş de ‘Hacı Şerife’ olmuştu? Bu konu bizi Osmanlı şeri hukukundan emsal olmuş hacılara kadar birçok konuya götürüyor.”
—Agâh Enes Yasa’dan:
Kentte karşılaşmalar ve “değişe değişe gündelik hayat içerisinde kendisine yer bulan modernite deneyimlerinin yayılması için neredeyse elzem bir pratik olan temaşa eylemi” üzerine Gürbey Hiz’den:
“Sermaye antropolojik niteliklerini sadece azgelişmişliğin bir semptomu olarak sürdürür. [...] Sermaye için insan aşılması gereken bir şeydir: Bir problem, ayak bağı.” —Nick Land’in kült metni “Meltdown”un çevirisi yayında!
“Fakat gönül vermiştik ve ‘yine de’leri yineleyerek devam ettik. İdealleri yamadık elbet de; kâbus her defasında daha da canavarlaşarak sökün etti.”
—Ömer Altan’dan:
"Kökeni arayan ve bulan, yeniden bulan filmdir deneysel olan: Deneysel film, filmi sınırına kadar iten ve onu, onu limitleyen ne ise ona doğru genişleten filmdir. Kökeni yansıtır, algıyı kendi üstüne kıvırır." —Hasan Cem Çal'dan:
Açık Çağrı: Me! Melis Cankara'dan! Tek memesi olan kadınların asitmetrik bedenlerine ve hayata yeniden sarılmalarına destek olmak için başlattığımız fark etme, kabul etme, birlikte düşünme ve üretme çağrısı:
"Stüdyo projeleri mimarlık yapmak mıdır? Fikir yarışmaları mimarlık yapmak mıdır? Peki, mimarlık, yapmak mıdır? Mimarın yaptığı her iş mimarlık mıdır, yoksa mimarlık yapanlara mı mimar denir?" —Çağda Türkmen'den:
Tuzdan Kaide: Bir İlk Filmin Yapımı
Manifold’un beşinci kitabı çıktı!
Burak Çevik’in [
@bu_cevik
] ilk uzun metrajlı filmine ilişkin yayın, filmin senaryosunu, yapım öyküsünü ve set fotoğraflarını içeriyor.
Aşkın hâllerinin gerçekte var olan yollar ve yerlermişçesine bir coğrafya üzerine işlendiği bir harita. Kimilerine göre dönemin militarist haritacılık anlayışına bir çeşit başkaldırı. Gökçen Erkılıç yazdı:
Kar, çamur, yağmur demeden kışın en soğuk günlerinde bile tertip edilen balolar, 19. yüzyılın sonunda Beyoğlu ve Ahmed İhsan ile Mahmud Sadık’ın bir gecede deneyimledikleri üzerine Gürbey Hiz'den:
“Ben bir meslek branşı icat ettim. Bu açtığım yoldan ... on binlerce insan lokallerde çalıştı. [...] Yarattığım bu sektör hâlâ devam ediyor. Belki popülerliğini yitirdi ama işlevini hâlâ yitirmedi.” —Ferdi Özbeğen üzerine Özgün Çağlar'dan:
“Amerika’daki tek solcu okul” olarak tanınan The New School’un kuruluşunun 100. yılını kutlama programı; okulun şehre, ülkeye, yaşama kazandırdıkları ve 9/11 Müzesi üzerine Ayşe Şentürer'den:
“Tecrübenin kaçınılmaz olduğu hakikattir; döngü böyledir. Hayatı idame ettirmenin kuralı kuzu kalınamayacak olmasıdır; herkesi bir yırtıcıya dönüştürür tecrübe.” —Dilara Erdem’den Nuri Bilge Ceylan’ın Kuru Otlar Üstüne adlı filmi üzerine:
35 yaşında öldüğünde, ardında fiziksel herhangi bir eser bırakmayan, “Bina kesen”, “namimar” Gordon Matta Clark’ın hayatı ve işleri üzerine Aslı Can’dan:
Bir kuş uçuşu ile bir kuş ölümü arasında gezinen bir hikâye ve pencerelerin görünür kıldığı yansımalarla süren bir ‘yolculuk’... Büşra Kara'dan
@pelinesmerfilm
'in #İşeYararBirŞey'i üzerine: