Zaman ve mekan fark etmeksizin, insanlık tarihindeki tüm devrimlerin ve dönüşümlerin her zaman az sayıda insan tarafından gerçekleştirildiğini bilmek, bu ülkeye dair umudumu ve inancımı canlı tutuyor.

İsrail niteliği gereği askeri ve yayılmacı bir devlettir. Çünkü mülksüzleştirme temelinde kurulmuş bir sömürge yerleşimcileri devletidir. Komşularıyla asla barış içinde yaşayamaz, onların topraklarına zaten el koymuştur. İsrail, ayrıca ABD'nin ileri karakoludur. ABD'nin yabancı.

Yani başta tüm insanlığa seslenen ayetler varken, bir süre sonra peygamberin evine gelen misafirlerin nasıl davranması gerektiğine kadar inen, daha özel ve kişisel uyarılar içeren ayetler yazılmaya başlanır. Evrensel çağrıdan gündelik inceliklere geçilen bu dönüşümle, Varaka'nın.

İlk vahiy geldiğinde, Peygamber'i teselli eden, onun peygamberliğini müjdeleyen kişi de Varaka'ydı. Bu ilk ayetlerin yapısına bakıldığında evrensel, daha kapsayıcı bir ses duyulur: "Oku!", "İnsan", "Rabbin", "Yaratan" gibi kavramlar ön plandadır. Fakat Varaka'nın ölümünden sonra.

Kur'an-ı Kerim'i hiç edebi yönden okudunuz mu? Her metin gibi o da dilsel bir bilinç içeriyor: seçilen sözcükler, ritmik yapılar, ses uyumları, tekrarlar, cümle yapılarındaki ölçü ve denge dikkat çekici. Bu açıdan tekrar okuyacağım çünkü merak ettiğim şu: Peygamber'in eşinin.

Bu hafta "Marksist Dünya Tarihi - Neil Faulkner" kitabını okudum. İnsan türünün evriminden günümüz neoliberal kapitalizmine kadar uzanan tarihsel süreci, sınıf mücadeleleri ve üretim biçimleri üzerinden anlatıyor, tarihi yönetenlerin değil, çoğunlukla yönetilenlerin gözünden

Olumsuzluk sağlayan "a-" ön ekine başka güzel bir örnek: Antik Yunan'da şarap (methy) çok seviliyor, ancak sarhoşluk hali (methys) hoş karşılanmıyordu. Evet, sarhoşluk kelimesi onların dilinde şaraptan gelir. Sarhoşluğu önlemek için mor renkte yarı değerli ametist taşından

Türkiye, İstanbul'dayız. ABD'de siyah özgürlük mücadelesinin en güçlü seslerinden James Baldwin ile tanışmalı mutlaka herkes. Fotoğrafta elini omzuna koyduğu kişi Yaşar Kemal. Arkadaki aynada ise kareyi yakalayan Ara Güler. James Baldwin, yalnızca bir yazar değil, Amerika'daki

Sovyetler'in kurulmasından sonra Maksim Gorki şöyle yazıyor: "Dünyada insan aklı dışında hiçbir makul güç bulunmadığını, yeryüzünün ve evren hakkındaki bütün görüşümüzün ancak aklımızda bir düzene konulduğunu, bugün de konulmakta olduğunu artık anlamamızın zamanı gelmiştir. Aklın.

Bugün Michael Tomasello'dan "İnsan Ahlakının Doğal Tarihi" kitabını okudum. Ahlakı soyut idealler ya da sadece kültürel öğretiler değil, tarihsel olarak gelişmiş bir toplumsal strateji olarak ele alıyor. Tomasello'ya göre insanlar, hayatta kalmak için giderek daha fazla iş

Art arda şu 2 haberi gördüm. Bu haberle alıntıladığım diğer haber arasında diyalektik bir ilişki var: Gaziantep'te Cumhuriyet Başsavcısı, çakarlı aracında camdan ayaklarını çıkararak lüks arabasını sürebildiği için, Bursa'da bir çiftçi lastiği patlamış traktörle su taşımak

Devletin, vergileri toplamasını ve halka hizmet sunmasını, aslında egemen sınıfın çıkarlarını koruma görevini meşrulaştırmak için yaptığını söylüyorduk. Yani bu hizmetler, gerçek işlevini gizleyen bir kılıftı. Ama artık o kılıf da kalmadı. Orman yangınları, devletin işlevine dair.

Devlet, şirket gibi yönetilirse normalde acil durumlarda kullanılması gereken uçaklar ölü sermaye olarak görünür ve satılır, yenileri de alınmaz. Devleti artık bir işletme, şirket olarak gören bir memur şunu düşünür; uçakların bakım masrafları sayıları örnek verirsek, her sene -3.

Bu hafta "Kamusal İnsanın Çöküşü - Richard Sennett" kitabını okudum. Modern hayatın neden bu kadar yalnız, parçalı ve soğuk olduğunu anlamak için iyi bir yol gösterici. Eskiden insanlar şehir meydanlarında, kafelerde, tiyatrolarda bir araya gelir, birlikte zaman geçirir,

insanın kesinlikle arkadaşsız yaşayamaması ve arkadaşa kavuşunca, onları başından atmak için elinden geleni yapması acayip bir şey.

Sıcaklardan uyuyamayanlarla Heinrich Heine hakkında konuşmak isterim. İngiltere'den Almanya'ya geçiyoruz. Heine, Romantizmin son büyük ozanlarından biri. Almanya'da sansürle boğuştu, kitapları yasaklandı. Düşünce özgürlüğünü savunduğu için sürekli hedef oldu. 1797'de

Daha yanan ağaca, kuşa, böceğe üzülmeye bile fırsat kalmadan 10 tane insan yanarak ölüyor. Bu sadece bir doğa felaketi değil, açıkça politik bir cinayet. Güvencesiz, eğitimsiz, donanımsız bırakılan emekçiler göz göre göre ölüme gönderiliyor. Geçen mağaraya gönderilen askerlerin.

Çorum'da, Hitit başkenti Hattuşaş (Boğazköy) antik yerleşkesinin tapınağı olan Yazılıkaya'daki rölyeflerin ne için yapıldığına dair ilginç bir tez geliştirilmiş. Günümüzde bile kullanılabilecek bir takvim sistemi. Arkeologlar neyin, neden yapıldığına dair çalışmalarında aşağıya

Maxime Rodinson'dan "İslamiyet ve Kapitalizm" kitabını okudum. "Müslüman toplumlar neden Batı gibi kapitalistleşemedi?" sorusuna klişelerin dışından bir yanıt veriyor. İslam'ı doğası gereği kapitalizm karşıtı gösterenlere de, Batı'nın kalkınmasını evrensel bir yol sananlara da

Bu hafta Stephen Kern - Nedenselliğin Kültürel Tarihi kitabını okudum. Nedenselliği yalnızca fizik ya da bilim üzerinden açıklayan klasik bakışa meydan okuyor, insanlığın dünyayı anlamlandırma biçimi olarak ele alıyor. Kalıtım, çocukluk, dil, cinsellik, duygular, zihin, toplum,