Merhaba Canım, 27 Ekim Pazartesi günü saat 18.30’da Kadıköy Kültür Evi’nde Merhaba Kültür etkinliğimizin ikincisi olacaktır. Etkinliğimiz ücretsizdir, gelmek isteyen arkadaşlar lütfen DM’den bizimle iletişime geçsinler. Kontenjanımız sınırlı sayıdadır, elinizi çabuk tutunuz🌿🌿

Filistin 🇵🇸 Nâzım Merhaba Cânım.

Üç yıldır ekonomik zorluklara rağmen bu mücadeleye devam ediyoruz. Kim bilir belki üç yılda gelemediğimiz yere üç günde geliriz. 🌿

Eserlerinizi bekliyoruz.

"Biri şarabımızı döktü, soğanımızı çaldı Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu Ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor Olmasaydı, olmasaydı sonumuz böyle"

Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler, dalga dalga aydınlık oldular, yürüdüler karanlığın üstüne. Meydanları zaptettiler yine. Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar. Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır. Safları sıklaştırın çocuklar, bu kavga

Davet Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana

Sanatçı demek toplumun önünde yürümek demektir. Biz böyle gördük okuduğumuz kitaplardan. Biz genciz, bizi fonlanmış ve sanatta tekelleşmenin önünü açmış mahlukatlarla karıştırmayın. Biz geldik mi tam geliriz ya da hiç gelmeyiz. İktidar yirmi yılı aşkın süredir toplumu sefalete

sıkıntı yok cânım biz önceden antrenmanlıyız. :) #DemokrasiyeDarbe

Yeni sayımız çıktı 🥳🥳 Sipariş için mesaj atmanız yeterli.

"ben de bu dünyaya geldim geleli ucu mor püsküllü marpucum mu var ya bir savaş çıkar bozar dengemi ya bir ahu gözlü kıyar canıma" Turgut Uyar

canım sıkılır kahveye çıksam eve girsem bir baş ağrısı. kahveciye borçluyum, manava da borçluyum. adam olamadım bu şehirde, adam olamadım. akşamları yalnıztan, sabahları işsizlikten, ve senin yüzünden, deniz kenarı. Edip Cansever

Merhaba Canım, biz edebiyat alanında üretim yapan üniversiteli genç öğrencileriz. Üç yıldır arkamızda herhangi parti, vakıf, zengin bir iş insanı veya kuruluş olmadan kendi çabamızla üretim yapıyoruz çünkü hep bildik tüketimin bu kadar hızlandığı bir dönemde ses çıkarmanın

Ölenler döğüşerek öldüler; Güneşe gömüldüler. Vaktimiz yok onların matemini tutmaya! Akın var güneşe akın! Güneşi zaaaptedeceğiz Güneşin zaptı yakın!

Analar, onlar ayakta Buğday içindeler, onlar, Yücelerden yüce dururlar: Dünyayı doruktan seyreden, Bir öğle güneşi gibi. Bir çan darbeleri gibi, Onlar. Ölmüş gövdeler arasında, Zaferi çekiçleyen bir ses gibi Onlar, Kara bir ses gibi. Pablo Neruda

Hâlen o edebiyatın serserilerine 'adam olmaz' derler. Hâlen Beyoğlu boşluklarında yaşlarından büyük şiirler yazar genç kalemler. Ve hâlen ne okunur yazdıkları ne de alınır çıkardıkları dergiler.

Eskiler ne kadar bahtsızmış, kimi şair iş yerindeki halıyı satmış dergi çıkarmak için, kimisi ceketini satmış. Kimisi sevdiğine mektup göndermek için hamallık yapmış. Ne kadar bahtsızmış eskiler... Ama şimdi... Sanmayın bir şeyler değişti, hâlen aynı+

Dokuz sayıda yirmi bir şehir. Var mı yeni bir şehir eklemek isteyen, ya da eklediği şehri pekiştirmek isteyen? 🥳

"diyorum ki yezid kadar sorumluyuz nurun ve aşkın katilinden..."