Doğan Cüceloğlu tarafından açılan tek Twitter hesabı budur. Hocamızın adı ve fotoğrafıyla açılan diğer hesaplar taklit hesaplardır. Bizzat ürettiği içeriği kendi hesabından yeniden paylaşmaya başlıyoruz.
DC Ekibi
Çocukluğunda anne ve babalarının gözünde değer bulamayanlar ömür boyu değerini başkalarının gözlerinde ve sözlerinde ararlar. Lütfen o anne ve babalardan biri olmayın!
“İnsan sürekli hayatını daha anlamlı kılmaya çalışır. İnsanın gerçek kimliğini, hayatını nasıl anlamlı kıldığına bakarak, keşfedebilirsiniz. Bazı insanlar dünya beni görsün diye, bazı insanlar ise dünyayı görmek için dağlara çıkar.” (Gerçek Özgürlük)
Kendiyle barışık insan sakindir, huzurludur, gören ve dinleyen gözlerle bakar; sohbeti güçlüdür ve huzur verir. Kendiyle barışık anne baba ailede, kendiyle barışık öğretmen sınıfta en güçlü eğitimi varoluşuyla verir. Onlar toplumsal barışın gizli mimarlarıdır.
Doğdum babamın kızı dediler. Evlendim eşimin hanımı dediler. Anne oldum çocuğumun annesi dediler. Söyler misiniz ben ne zaman ben olacağım? (Fatma Kal Babalik)
Şükür duygusunun iki kaynağını unutmayalım: 1- Sahip olduklarımızın farkına varmak, 2- ve onların her an kaybolabileceğinin bilincinde olmak! Hasta olmadan derin derin nefes alıp verebildiğiniz için şükretmeyi unutmayın! Bilinçli şükür en güçlü ilaçtır!
Biri sizden korkuyorsa size yalnız yanınızdayken saygılı davranır, biri size gerçekten saygı duyuyorsa gıyabınızda konuşurken de saygısını devam ettirir. [Seyma Şehirli]
İki 'ben'in evlenip 'biz'e dönüşünün temelinde halden anlama, sorumluluk ve affedebilen şefkat dolu olgun yürekler vardır. İnsan halden anlayan, sorumluluk sahibi, şefkatli, olgun biri olarak doğmuyor. Yuva kurmak için emek vermek gerekiyor. Hem de yıllarca!
Evleneceğiz kişi, “Yaşamında kendisi olarak var mı? Yoksa annesinin oğlu, babasının kızı mı?” Peki, “Siz kendi yaşamınızda kendiniz olarak var mısınız?” “Yaşam öykünüzün yazarı siz misiniz?” (EVLENMEDEN ÖNCE)
Hüzün, kendi başına müthiş bir deryadır. Hüzünlenemeyen insan gelişmemiş bir insandır. Kendinden kopukluğunun, içindeki öze olan özlemin farkında değildir.
Başkalarının ne dediğine, ne yaptığına, ne düşündüğüne aldırış etmeyen, sadece kendi işini adaletle ve iyilikle yapmaya çalışan ne çok zaman kazanır! / Marcus Aurelius
Eğer bir çocuğu gerçekten izlersek onun davranışlarının bizim davranışlarımızın aynası olduğunu görebiliriz. Belkide ona kızmak yerine kendimize kızmanın ve onu değiştirmek yerine kendimizi değiştirmenin zamanı gelmiştir. (Zeynep ve Hanne'nin annesi)
Gelenek “kızını dövmeyen dizini döver” demiş. Bilim ise, “kız erkek fark etmez, çocuğunu sevmeyen dizini döver” diyor. Dövmesini biliyoruz, peki ya sevmesini? (GELİŞTİREN ANNE BABA)
Bir okurum şöyle yazmış; "Ben ne zaman onların istediği gibi davrandıysam bütün aile çok mutlu oldu. Onların mutluluğu beni çok mutlu ediyor ama kendi hayatımı harcanmış hissediyorum." Anne baba olarak çocuğunuzun böyle hissetmesini ister misiniz?
İçi 'Hayır' derken ağzı 'Evet' diyen insana ne olur? Belki mevki makamı yükselir ve cebindeki para artar. Ama özü su ve güneşten mahrum bırakılmış bir çiçek fidanı gibi solar, yok olur.
10 yaşından beri oku, üniversite bitir diyen ebeveynlerim oldu. Onlardan çok şey öğrendim ama mutlu olmayı öğreten olmadı. Kendimi tanımayı öğreten olmadı ne yazık ki. (Bir okurum)
Umudu kırılan ve olabileceğinin en iyisi olmaktan vazgeçen bir genci görünce içim sızlıyor. Sadece kendisinin değil ailesinin, ülkesinin, insanlığın neler kaybettiğini düşünüyorum.
Bugün dilimi konuşabiliyor, vatanım, bayrağım, evim, yuvam, komşum, dostum diyerek özümü yaşayabiliyorsam 105 yıl önce bugün Çanakkale’de canlarını verenler sayesindedir. Önderimiz Gazi Mustafa Kemal'in ve şehitlerimizin ruhları şad olsun. Onlara layık olabilirsem ne mutlu bana!
Hangi eğitim sistemi içinde olursa olsun, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, öğretmenin öğrenciyle göz göze geldiği bir an vardır. O an öğretmen, öğrencinin gönül kapısından girerek zihnine ulaşır. Ve o an eğitim başlar. O an başlayan öğretmenin gücü binlerce yaşam inşa eder.
Yaptığı sıradan şeylere sürekli aferin denilen çocuğun kendi aşarak yeni başarılara ulaşma şevki zaman içinde kaybolur. Her şeye aferin demek doğru değildir.
İçinde yetiştiği ailede ana babası tarafından insan yerine konup hesaba alınmayan çocuk bireyselliğini geliştiremez; olgun ve dengeli bir yetişkin olmakta zorluk çeker; "MIŞ GİBİ YETİŞKİN" olur. Bedenen gelişir, ama duygusal olgunluğa erişemez, "yetişkin çocuk" olarak kalır.
Manzara değişecek; bindiğiniz otobüsler, uçaklar değişecek; gittiğiniz yerler ve tanıştığınız insanlar değişecek. Konuştuğunuz konular değişecek, gözlemleriniz değişecek ama yoldaşlık baki kalacak. Kişinin ilişkisinde yolculuk ve yoldaşlık önemli olursa hayatı hiç tekdüze olmaz.
Lütfen, bedeli ne olursa olsun, çocuğunuzu anne kucağından mahrum bırakmayın. Anne kucağından mahrum bırakılan çocuklar yaşamın iki önemli kaynağı olan sevgi ve güven duygusunu geliştirmekte zorlanırlar.
Anne kucağı çocukta güven ve sevgi gelişiminin kaynağıdır.
“Hayatında en çok neyin özlemi var dese,” biri... Birbirini seven anne babanın çocuğu olmayı çok ama çok isterdim. Karısına ve çocuklarına saygılı bir eş, babanın hasreti hep içimde olacak. O yüzden çocuğumuzun yanında eşimle sarılır, sevgimizi saygımızı gösteririm. (Bir okurum)
“Saçını süpürge eden” anne olmak iyi bir şey mi? Bana göre “Hayır!” “Saçını süpürge eden” anne kendisi sağlıklı bir birey olarak var olmayı beceremediğinden çocuğunu sağlıklı ve güçlü bir kişi olarak yetiştirmek konusunda etkili olamaz. (Geliştiren Anne Baba)
İnsan ilişkilerinde konuşma mı, dinleme mi, hangisi daha önemli diye sorsanız, kesinlikle dinleme derim. Ne var ki, konuşma becerisi geliştirmek için kurslar, programlar vardır; ancak dinleme konusunda yoktur. Bu dikkate alınacak önemli bir gözlem. (İnsan İnsana)
Halden anlamayan erkek ve kadın ne iyi bir eş ne de iyi bir anne baba olur. Halden anlamayan biri öğretmenlik yapabilir, ama iyi bir öğretmen olamaz. Empati dediğimiz halden anlama değeri paylaşılınca sen ben diyen bir toplumu BİZ yapar.
Doğruları ve yanlışları mutlak olan ‘bilen insanlar’la sohbet edemediğimi, bir süre sonra aralarında kendimi yalnız hissetmeye başladığımı anladım. Evde, üniversitede, işyerinde, toplumda size de oluyor mu?
Hoşuna gitmeyen bir olaydan sonra, başkalarını suçlamak veya mazeret bulmak yerine, “bu olaydan öğrenebileceğim bir şey var mı” diye soran insan tanıyor musunuz? Varsa değerini bilin, onlarla dost olun. Gelişir ve geliştirirler. (İletişim Donanımları)
Yetiştirmeye çalıştığı, hayatının en önemli varlığı olarak gördüğü çocuğunu hem öğrenci hem de öğretmen olarak gören anne babalara selam olsun. Onlar kendilerine verilen hediyenin değerini bilen yaşamın hikmetine saygılı insanlardır.
"Yanlış" ve "doğru"larının ne olduğunu bilen, "yanlış yaptığının farkına varınca özür dileyip, doğrusunu yapan insan" olmak; insan gelişiminin en önemli ama en zor aşamasıdır. Ailede ve eğitim ortamında örnek alınacaklarla büyümüşseniz çok şanslısınız!
Zaman vermemi gerektiren bir isteğe "evet" derken, kendi yaşamımdaki bazı şeylere "hayır" dediğimi anlamam yıllarımı aldı.
Bir insanın önceliklerini bilerek neye "hayır" diyeceğini becermesi önemliymiş. Hem de çok. Ne evde ne okulda kimse bana bundan söz etmedi.
“Kitap okumanın niyeti” konuşulmuyor. 1-Sınava hazırlanmak için kitap okuyanlar; 2-Hayattan kaçış için kitaplara gömülenler; 3- İnancını ve ideolojisini besleyenlerin dışında kitap okumayanlar; 4-Kendini, yaşamı, evreni, keşfetmek için okuyanlar. Hangisi daha tanıdık geliyor?
Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım,
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz
(Yunus Emre)
BİZ BİLİNCİ’nin özü ve yöntemi bundan daha güzel anlatılamazdı.
Bugün Anneler Günü. Hepimizin hayatında acı tatlı “anne” anıları vardır. Umarım bugün “annelik” üstünde düşünme ve derinleşme fırsatı bulursunuz. Gönlünüzce bir gün diliyorum; selamlar, sevgiler.