“Türkiye Baroları’nın parçalanmasına ve kamplaştırılmasına karşı durmayan TBB’nin,bu duyarsızlığı karşısında,İnsan Hakları Kurulu üyeliğinden istifa etmiş bulunuyorum”
Lise diploması ile Ukranya’da Üniversitelere kayıt yaptıranların,geçici bir durum olan savaşın “fırsata çevrilmesi”anlamında,Türk Üniversitelerine geçiş yapabilmeleri,büyük alın teri ve maddi fedakarlıklara rağmen Üniversiteye giremeyen öğrencilere büyük bir haksızlıktır.
S.Öğrencilerim:
Corona(bulaşıcı hastalık)mücbir bir sebeptir;zararla,fiil arasındaki illiyet bağını keser,borçlu doğan zarardan sorumlu tutulamaz.Sözleşmelerde haklı fesih sebebidir.Ancak sürekli edim borcu doğuran sözleşmelerde bu hakkı kullanmayan borçluyu borçtan kurtaramaz
Sevgili Öğrenciler
Müteahhitle sözleşme ilişkisi içinde olmayanların,yapılar nedeniyle uğradıkları zararın tazmini,haksız fiil hükümlerine dayanır.Burada TBK.72’deki zamanaşımı sürelerinin “depremden”(6.2.2023) itibaren başladığı kabul edilmektedir.
Sevgili Öğrencilerim
Hakimlik baskılar karşısında dik durabilmeyi gerektirir;Yargının saygınlığını sağlamak ve saygıyla anılmak istiyorsanız,hukuk dışında,hiçbir güce boyun eğmeyin.
Sevgili öğrencilerim!
Her mesleğin yüz akı olanları vardır.Hep saygıyla anılırlar.Bir de yüz karası olanlar vardır.Nefretle anılırlar.Sizden duruşunuz ve kararlarınızla,mesleğin yüz akı olmanızı rica ediyorum.
Ankara Barosu faşizmin değil demorasinin;karanlığın değil aydınlığın bekçisidir;belirli bir din ve inancın,ne yanında ne de karşısında olmuştur.Olamaz da.Kırksekiz yıldanberi üyesi olmaktan gurur duymamın sebebi budur.
Bir katilin de hukuksal açıdan savunulacak davranışları olabilir.Ancak onu kurtarmak için,hunharca katlettiği evli,masum bir bayan öğretim görevlisinin şeref ve namusuna leke sürmeye kalkışan kişi önce kendi şeref ve namusunu sorgulamalıdır.
Sevgili Öğrenciler
Sevgili Meslekdaşlarım
Yaşadığımız felaket nedeniyle hazırladığım on sayfalık “Depremin Hukusal Sonuçları”başlıklı çalışmamı yararlanabileceğiz ümidiyle bu ortamda yayımlamış bulunuyorum.
Yargıtay’ın iş yükünü azaltmak, adalete hızlı erişimi sağlamak gerekçeleriyle kurulan BA.Mahkemeleri (İstinaf) hak etmeyenlerin atanmaları sonucu,kesin kararları ile adalet önünde engel;kesin olmayan olmayan kararları ile de adaleti geciktirme kurumuna dönüşmüştür.
Bugün ABD'ye "emperyalist" diyenlere baktıkça, öğrencilik yıllarımızda bu uğurda canları pahasına mücadele veren,"defolun ülkemizden" diyerek sokaklara dökülen 68 kuşağını,"koministler" diyerek aşağılayanlar kimlerdi acaba şaşkınlığını yaşıyorum.
Kusursuz sorumlulukta(bina ve yapı sahibinin sorumluluğu gibi) kusur aranmaz.Ancak aynı zamanda kusuru varsa(fen ve tekniğe aykırı yapı gibi)buna “munzam kusur” denilir.Bu durumda deprem gibi illiyet bağını kesen sebepleri ileri sürüp sorumluluktan kurtulamaz
Bu yargıyla ve kadroyla,yeni adli yılın hayırlı olacağına,halkımıza adil bir yıl yaşatacağına inanmıyor,dilek ve kutlamaların boşa çıkacacağını düşünüyorum.
Evlat edinme,evlatlıkla evlat edinen arasında ana-baba ve öz evlat ilişkisi doğurur(TMK.314).Sadece bunlar değil,bunların eşleri ve altsoyu ile evlenme yasaktır (TMK.129/3).Bir kişinin kendi öz evladı,gelini veya damadıyla evlenmesi için sapık olması gerekir.
Bu ülkede ezanı susturmak isteyen hiç olmadı;ama onu tekeline almak,siyasi amaçları uğruna “ezanı susturmayacağız”sözünün arkasına sığınarak,din sömürüsü yapan ve düşman yaratmak isteyenler hep oldu.
Şimdi,öğrencilere ve çocuklara;
“Be ahlaksız,be namussuz,be adi” sözlerinin TBK m.58 gereği tazminatı gerektiren haksız fiil;TCK m.125 gereği hapis cezasını gerektiren hakaret suçu”oluşturduğunu nasıl izah edeceğiz?
Hukuk fakültelerinin sayıları arttıkça,hukukçuların kalitesi düşünce”Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı”icat edildi.Bu sınavı yapacak yerde hukuk fakültelerinin kalitesini yükseltin.Bunu yapamıyorsanız,hukuk eğitimi veremeyen fakülteleri kapatın.
Adalet Bakanı’nın,gözaltına alınan Sedef Kabaş için “açıklamalarıyla CB na hakarette bulunduğu,hak ettiği karşılığı bulacağı”açıklamaları, yargıyı etkileme niteliği taşımaktadır
“Hakim memur değil,hakimdir”.Bir bakan odasına girince ayağa kalkmak ya da cübbesini iliklemek zorunda değildir.Soylu’nun odasına girdiği hakimin,bu gerekçeyle, hakimlere örnek tavırla,ayağa kalkmamasını tebrik ediyorum.
Öğrencilerim ve uygulayıcıların ihtiyacı olduğunu his ettiğim ve eksiklikliğinden kendimi sorumlu tuttuğum bu eserimi de yayımlamaktan dolayı mutluyum.
Sayın Bakan Gül “18753 kişi içerisinde yazılı sınavda 127.olabilme başarısını gösteren MT’nin,Hakimlik Mülakatında başarısız sayıldığı”haberi s.medyada çok tepki gördü.Bu mülakatlarda başarılı olması için öğrencilerimizi nasıl eğitmeliyz?
Yargı,yeteneksiz kişilerin ve partili avukatların atanması sonucu,adaletin katledildiği,hukukla değil,asgari mantıkla bile bağdaşmayan kararların verilebildiği güvenilmeyen bir kuruma dönüşmüştür.
Bağımsız yargımızın bir haftalık bağımsızlık blançosu:
D.Bahçeli’nin davasını red eden;Man Adası açıklamaları nedeniyle Kılıçdaroğlu aleyhine verilen kararı bozan;bir AKP eski bakanının davasını istediği gibi yürütmeyen hakimler görevlerinde alındılar.
S.Öğrencilerim.Sorularınız ve benzerlerini kapsayacak bir makale hazırladım.”Bulaşıcı Hastalığın Borç İlişkilerine Etkisi”, ama aynı zamanda uygun olduğunuz bu günlerde BH Bilginizi de tazelemeye yönelik.Bu zor günlerimizde size ve hukukumuza katkıda bulunmak istedim.Birazdan
Mülakatlarda haksızlık sadece öğretmen adaylarına değil,tüm meslek sınavlarına girenlere yapılıyor.Benim,sınavı yapanlara ders verebilecek yetenekteki öğrencilerim de ne yazık ki hakimlik sınavlarında eleniyorlar
TCK 125 hakaret suçunu düzenlediği halde,299.maddesinde CB na hakarete daha ağır cezalar öngörmesinin sebebi eskiden tarafsız olan CB makamını korumaktı.CB artık partili olup,tarafsız olmadığına göre,amacı kalmayan bu hüküm kaldırılmalıdır.
Öğrenciler ve öğretim üyeleri tarafından “istenmeyen bir rektörün”,mesleğin onur ve gururuna daha fazla zarar vermeden,atandığı görevden istifa etmesi gerekir.
Yargı bağımsız olmadığından tehdit,şantaj ve hakaretin yaptırımsız kaldığı;basın özgür olmadığından pervasızca yalanlarla halkın kandırıldığı;muhalefetin bütün güçler tarafından ezilmeye çalışıldığı bir ülkede seçimler demokratik ve meşru olamaz
Bütün baskı ve tehditlere rağmen,adaleti ve vicdanını satmadan,HSK tarafından sürgün edilmeyi göze alarak hukuk dışı kararlara karşı çıkan hakimleri tebrik ediyorum.Yargı tarihinde,sadece onurlu hakimler saygıyla anılırlar.
Bugün Av.Kan.16.maddesine eklenen fıkrayla”staj döneminde çalışma çalışma;kamuda çalışanların ise görevleri sırasında staj yapabilme”olanağı getirilmiştir.Böylece avukatlık stajı kalkmıştır.En iyisi boşuna bir yıl bekletmeyin!Hukuk Diplomasını getiren herkese Av.Ruhsatını verin!
Ülkemiz, İstanbul Sözleşmesini iptal ederek hukuk reformunda;yirmi ay içinde Merkez Bankası Başkanı’nı dördüncü kez değiştirerek ekonomi reformunda hızla ilerliyor
Şiddet uygulayan,işkence yapan polisin görüntülenmesinin,onun özel yaşamının ihlali veya kişisel verisinin ifşası sayılması,bu değerli kavramların suistimali olup;asıl amacı şiddet ve işkence kanıtlarını yok etmektir
Özde hukuk devletlerinde,halkı yoksullaştıran zamlar ve yolsuzlukların protesto edilmesi “demokratik tepki”,sözde hukuk devletlerinde ise “terör eylemi”olarak adlandırılır.
Polislere ait sınırsız yetkilerin,bu kez asgari bir özel eğitim bile almamış bekçilere verilmesi,güvenliği sağlamaya hizmet etmeyecek, özgürlükleri kısıtlayacak ve tehdit edecektir.
Tesadüfen dinlediğim bir programda,Prof.Dr.olan meclis başkanı M.Şentop,:Anayasa’nın 90 ve 104’ün açık hükümleri hatırlatılmasına rağmen,İstanbul sözleşmesi gibi “sn.CB,istediği her uluslararası sözleşmeyi feshetme yetkisine sahiptir”diyince, televizyonu kapattım.
İngitere’de yaşayan Av.Sibel Özçelik, “Demirören Medya Grubu’nun”en iyi hukukçu ödülünü;
“…bankadan alınan kredilerle medyanın tekelleşmesi ve iktidarın sesi olması,hukuksuzluklara sessiz kalması”nedenleriyle ret etmiş.Kendisini bu asil çıkışı nedeniyle tebrik ediyorum
Halkın katıldığı bir törende,CB’ndan mikrofonu alan,kelimeleri karıştıracak yaştaki,önceden öğütlenmiş bir çocuğa,A.Muhalefet liderine,alenen”hain”söyletilip;CB na “oy”istediği,katılanların kahkaha attıkları sahneyi izleyince,ülkemin bu hallere düşürülmesinden utandım
Ank.Barosu’nda 48 yılda katıldığım 24 seçimde,her eğilimden küçük gruplar özgürce,demokratik mücadele verdiler.Çoklu baronun amacı,iktidarın bu gruplara baro kurdurup,her tür desteği sağlayarak,kendisine biat etmeyen, çoğunluğun desteklediği baroları da ele geçirmektir
Sevgili Öğrenciler,Hukukçular,Vatandaşlar
Depremin Özel Hukuka İlişkin Sonuçları” konusundaki iki saati aşkın açıklamalarımdan aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.
Yargıtay üyelerinin de siyasi görüşleri olacaktır.Ancak tarafsızlıklarının gereği bunu kamuoyu ile paylaşamaz.
Sosyal medyada,hem de seçimin yapıldığı bugün”CB’nın,bir camideki miting videosunu reklam amacıyla yayımlayan”kişi taraf olmuş,siyaset yapmıştır.Bu görevi sürdüremez.
Boşuna nabız yoklamaya,halkı aldatmaya başlamayın.Anay.78 çok açık.”Savaş”sebebi dışında seçimlerin ertelenmesine yer veren hiçbir düzenleme yoktur.İktidara bağımlı yargıya aksine yorumlar yaptırıp Anayasayı ihlal edemezsiniz.
Türk Üniversiteleri Şanghay klasmanında ilk 100 arasına girememiş.Rektörlerinin,seçim kaybeden iktidara mensup siyasetçilerden seçildiği,bilim ve araştırma kurumu olmaktan çıkartılıp kadrolaşma aracı haline dönüştürüldüğü Üniversitelerimizden hiçbir alanda başarı beklenemez
Ben Hukuk Fakültesinden 1981’de değil,ondan 10 yıl önce mezun oldum.Bugün bana sorsanız en az 50 sınıf arkadaşımı hem de adı,soyadı ve görevleriyle sayabilirim.
Her meslekte olduğu gibi avukat veya öğretim üyeleri arasından da “ahlaksız” çıkabiliyor.Ancak bir caniyi,ağır ceza almaktan kurtarmak için,canavarca öldürdüğü kadının, namusuna dil uzatan kişiye,bu kelime hafif kalıyor.
“Kur garantili mevduat” sistemini eleştirmek,Anayasal bir hak olan (md.25) düşünce açıklama özgürlüğüdür;TCK gereğince ceza;TBK gereğince de tazminat sorumluluğuna yol açamaz
Binlerce başarılı öğrencimiz,hakimlik yazılı sınavında yüksek puanları aldıkları halde “sözde mülakatlarla”elendiler.Yargı,liyakatsız kişilere teslim edildi,amaç ık “mülakat”kalkacakmış.Ama nedense seçimin sonucuna göre ve seçimden sonra.
Zorunlu arabuluculuk ve her geçen gün alanının genişletilmesi adalete erişim ve yargı yolu önüne konulan bir engeldir. Yargı sorunlarını çözme becerisi gösteremeyenlerin bulduğu çözümdür.Etkili bir çözüm olduğu ise büyük bir yalandır.
Üniversitelerde online (uzaktan) eğitim kayıp yıllar olmuştur;telafi edilebilir.Ama aynı sistemle yapılan sınavlarda,öğrenciler arasında yaygınlaşan,başvurdukları kopya ve yolsuzluk, telafisi mükün olmayan ahlak çöküntüsünün kanıtı olmuştur.
Mahsa Amini’nin saçlarını gereği gibi kapatmadığı için Ahlak Polisleri tarafından öldürülmesini protesto edenlerin idam edilmesine,İran’da bugün 23 yaşındaki bir genç ile başlandı.Bu katliamlara sessiz kalınması “insanlık ayıbı değil,insanlığın yüz karasıdır”
Beraat kararı verip, sanığın tutukluluğunu kaldıran hakimlerin,kararları hukuka aykırı olsa bile,derhal görev yerlerini değiştirip,haklarında soruşturma açarsanız,ülkede yargıya güveni yok eder,yargı bağımsızlığını da artık ağzınıza alamazsınız
Sorun İBŞB Başkanlığı seçiminin iptali ile sınırlı değildir.Sorun yargı bağımsızlığıdır.Bu ülkede,yargı iktidarın emir ve isteklerine bağlı olmaktan çıkarılmadıkça,verdiği kararlara yargı kararı denilemez;hiçbir alanda huzur;güven sağlanamaz; hiçbir sorun çözümlenemez.
Fenerbahçe,önemli bir kupayı gözden çıkartıp,S.Arabistan stadını, “Atatürk posteri yasağı”nedeniyle terk edip onurlu,Ş.Urfa stadını Trabzon maçı olaylarında sessiz kalan TFF’ı protesto amacıyla terk edip anlamlı bir tavır koymuştur
Halka hitap ettiği sırada,yanında görünmek için,kalabalığı yararak gelen Nebati’nin,CB’nın bir sert bakışı karşısında ne yapacağını şaşırdığını izledikçe,parlamenter demokrasiye hayranlığım artıyor
Demokrasi,ne olduğunu bilen eğitimli ve özgür insanların rejimidir.Yoksulluk ve cehaletin sömürüldüğü ülkelerde demokratik seçim ve demokrasiden söz edilemez.
Zarar görenin ağır kusuru illiyet (sebep-sonuç) bağını keser.Bankanın çalışanlarının verdiği zarardan,TBK.66 gereğince “adam çalıştıran”olarak sorumlu tutulabilmesi için,zarar görenin zararın doğumunda ağır kusurunun olmaması gerekir.
Çankaya Hukuk Ar.Gör.Ceren Damar’ın görevi başında öldürülmesini,bu tür canilerin silahlanmasına,silahla rahatlıkla aramızda dolaşmasına göz yumanları kınıyor,lanetliyorum.Yakınlarına,meslekdaşkarıma baş sağlığı ve sabır diliyorum.
Yargıtay ’nin, kesinleşmiş yargı kararlarına karşı anayasaya uygunluk denetimi görevi olan Anay.Mah.’nin,hak ihlali kararı veren üyeleri hakkında suç duyurusu,yargıda kamplaşma ve düşündürücü büyük bir skandaldır.
“İdarenin her türlü EYLEM ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır”(Anay.125) hükmündeki “eylem” kavramına,devletin deprem sonrası “kurtarma ve yardım” için yapması gerekenleri yapmaması da girer.
Bir ülkede yargı iktidara bağımlı olunca,vatandaştan astronomik ücretler talep eden,iktidar mensuplarına akrabalığı veya yakınlığı olan bir “avukatlık sektörü”oluşur.Bunların kısa zamanda servet sahibi olmalarının sebebi yetenekleri değil,yargıyı kullanmalarıdır.
Sayın Siyasetçiler.Yargı sizi mutlu etmek için karar veremez.Hoşunuza giden kararlar için alkışlarınıza ihtiyacı yoktur.Hoşunuza gitmeyen kararlarına tepki gösterek ona gözdağı vermeye de hakkınız yoktur.Elinizi ve dilinizi yargıdan uzak tutun.
Türk hukukunda “kişilik hakkı ve korunması”konusundaki yasa maddelerine,kararlara ve büyük emek ürünü eserlere yazık oldu.Adamına göre farklı uygulanmaya başladığı için bunların bir değeri kalmadı
Koşullu (şartlı) bağış,malın mülkiyetinin bazı koşullara bağlı olarak mutlaka bağışlanan kişide kalmak üzere yapılan bağıştır(TBK.290).Bağışlayan kişi,bir miktar parayı birisine,bir başka kişiye vermek üzere teslim ederse,bu”koşullu (şartlı) bağış değil,bağışa aracılıktır”.
Ad.Bak.lığı”Özel hukuk tüzel kişilerinin”bilirkişilik yapmaları,bunların anonim şirket şeklinde örgütlenmeleri zorunluluğuna ilişkin esasları”ilan etmiş.Uygulama başlayınca,mahkemeler şirketlerin emrinde çalışan bilirkişilerin raporlarına göre karar verecekler.
Servetini, babadan miras yoluyla kazandığını iddia eden bir kişi,bunu “Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu”gereğince süresinde verdiği beyanname ve ödediği vergilerle kanıtlayabilir.
Ülkemizde yargının ne hale geldiği ve nasıl işlediği konusunda Prof.Dr.Kemal Gözlerin yaşadığı olayları sabırla,bilimsel olarak anlatan “Gözler v. Çağlayan Davası” kitabını okudum;ben “adaletten korkmaya başladım”.Size de okumanızı tavsiye ederim
Yıkılan bina,birden çok kişiye aitse,geride arsada paylı mülkiyet kalır.Güçlülerin,zayıflardan arsa paylarını toplamalarına karşı devir yasağı getirilmeli;Devlet,depreme dayanıklı bina yaptırmalı;arsa elverişli değilse kamulaştırılıp,depremzedeye bedelini ödemelidir.
Seçimlerde oyumu,ekmeğe ekonomiye değil,hep insan hakları,laik demokratik hukuk devleti,yargı bağımsızlığı,basın özgürlüğü ve üniversite özerkliğine verdim.Aç yaşarım,onursuz yaşayamam.
Suç oluşturduğu iddiasıyla bildiri dağıtanların gözaltına alınması üzerine,siyasetçilerin tepkileri yanında,Yargıtay ve Danıştay’ın da bildiri yayımlaması, bazı üyelerin,kanallarda beyanat vermesi yargının tarafsızlığı ilkesiyle bağdaştırılamaz.
Sosyal demokratlıkla ilgisi olmayan bir ticaret adamını CHP milletvekili yaparsanız,bugüne kadar aleyhinde tek kelime etmediği partilisini,menfaatine uygun karar vermediği için”rüşvet almakla” itham edebileceğini de hesaba katmanız gerekir
Rektörlerinin parti üyelerinden,seçim kaybedenlerden seçildiği Üniversitelerimizn,biliimsel seviyede Dünya sıralamalarında en alt sıralarda kalmaktan kurtulması mümkün değildir.
Özerk olması gereken Türk Tarih,Türk Dil Kurumu,TRT ve bugün gündemde olan Türk Hava Kurumu gibi kurumların işlevsiz hale getirilmelerinin ve içine düştükleri çaresizliğin sebebi,iktidara bağımlı birer siyasi şubeye dönüştürülmesidir
Yeni sistem getiren 6771 SK md.18/b CB’nın”ikiden fazla seçilemeyeceğine”ilişkin Anayasa md.101’i tekrar edip değiştirmemiş,”erken seçime TBMM’nin karar vermesi”dışında CB’nın üç kez seçimini yasaklamıştır.Kronometre benzetmesiyle “maddenin sıfırlandığı “iddia edilemez.