Güney Afrika’da Osmanlı mirası hakkında İngilizce-Türkçe yazdığım kitabımdaki belgeler, bu coğrafyada yapılabilecek diplomatik faaliyetler hakkında bir yol haritası çiziyor. Belgelerin izini sürenler Türk izleri olarak topluma adanmış münevverleri, okulları, camileri görecektir.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Fakat bunun sıradan bir kaza olmadığı aşikar. Bir savaşta değiliz.!!! Sorumluların bulunması, hesap sorulması, halkın aydınlatılması gerekir. Askerlerimizin ailelerine sabırlar diliyorum.

Sahilde yaylalarda gönlüme neşe verdin, Efendi ağa seni ben çok severim derdin… …. … Ormanlar hep çam, meyve yerine de kar. Ortalık kara bulut bugün yine karladık, Gözlerinden öperek Allah’a ısmarladık. (#Not: dün akşam bu şiiri halen hayatta olan kardeşi Saime nineye okudum)

Bir süredir merhum dedemin eski çantasını karıştırıyorum. 1929’da Kars’da yedeksubay olarak asker. 2 yaşındaki kızkardeşini özlemiş ve ona şiir yazmış. Okuyabildiğim kadarıyla: HEMŞİREM SAİME’ye Evde ve çimenlerde ne güzel eğleniyorduk. Cismimiz birbirinden ayrılamaz diyorduk +

Not: Devlet büyüklerini hayırla yad etmek tüm İslam alimlerinin ittifak ettiği bir konudur. Bandırma vapurundaki atların bile İngilizlerin izninden geçtiği dönemi tekrar tekrar okumalıyız.

Tarih 10 Kasım 2021, Cape Town Nur’ul İslam Camiinde değerli dostum merhum Şeyh Şerac ve bazı arkadaşlarla Millî Mücadele'mizin başkomutanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefat yıl dönümünde dualarla anmıştık. Ölümünün 87. Yıl sönümünde Gazi Paşa’ya saygı ve rahmetle.. #onkasım

1984’de İstanbul’da vefat etmiş. Rahmetle anıyorum. En büyük değerlerimizi sağcıdır, solcudur, gavurdur, İslamcıdır, devrimcidir yaftalamarıyla tarihe gömdük. Aman efendim o bizden değildir teraneleriyle değerlerimizi ötekileştirdik. Sonra ortada ne şiir kaldı, ne de şair..

1951 Sürgün filminde oyuncular Orhon M. Arıburnu, Renan Fosforoğlu, Ercüment Behzat Lav. Filmde padişah yaverinin Beyrut’a sürgünü anlatılıyor. Ankara radyosunun kuruluşunda ilk spiker şair Ercüment Behzat Lav idi. O güzel şiirlerini ıskalamışız. Çünkü o ne solcuydu ne de sağcı!

Ha kutuplarda Eski Mo genci, Ha Afrika’da garip bir Zenci.. Karanlık mı, gölge mi, gece mi, Yüzü simsiyah, kalbi bembeyaz! Şair Ercüment Behzat bu şiirleri 1940’larda yazıyor. “Bir gün o zenciler kalkar, Ve dünya yeniden doğar” diyor 1950’lerde. Adamı resmen unutmuşuz. +

ziyade kendi cerihalarını açmaktan zevk alıyorlar…”

Sahilinden vatanıma ulaştıracak yolların kapanmış olduğunu görürken.. Bir gün Sirenayik (Libya) darülharekatından Balkan yangınına koşarken! Bir gün işittim ki vatanım Selanik ve orada anam, kardeşim.. Ne garip halet-i ruhiyedir. Dertli insanlar muhatabının derdini dinlemekten+

Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal,Trablusgarp’da gözünden yaralanınca tedavi için kendisine Hilal-i Ahmer ilaç temin ediyor. Bu durumu Kızılay’a bildiren Mısırlı Mahmud Zeki adında bir mücahit. Mustafa Kemal vatanın nasıl dağıldığını şu sözlerinde pek güzel anlatmış: “Bir gün Afrika+

Amerika’da Biden karşıtı Ortodoks Yahudiler, Filistin’i desteklediği için Zohran Mamdani’yi tebrik ediyorlar.

İçin söyleyeyim; Mahmud Mamdani hoca Afrika çalışmalarının dünyadaki otoriter isimlerinden biridir. Princeton üniversitesinden çıkan meşhur eseri Vatandaş ve Tebaa (Citizen and Subject) kitabına yazdığım review için bize teşekkür etmişti. https://t.co/T4y2XyhRQe

Trump’ın alay edip deli dediği ve Biden’ın istemediği Zohran Mamdani adaylar arasında İsrail’i ziyaret etmeyeceğini söyleyen tek kişi. Buna rağmen New York'un ilk Asya kökenli Müslüman belediye başkanı oldu. Babası Prof. Mahmud Mamdani ile Cape Town’da tanışmıştık. Tanımayanlar+

Herşeye rağmen Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahati bir diplomasi zaferiydi. Bugün Sultan Abdülaziz Han, Afrika halkına sahip çıkmasıyla ve Güney Afrika’da yaptırdığı camiyle (Mescid’ul Aziz) yerliler tarafından halen hayırla anılmaktadır.

Sultan Abdülaziz, Cape Town’a müderris Ebubekir Efendi’yi gönderdi. Afrika’ya yerleşen Efendi yıllarca yerli halkı eğitti ve orada vefat etti. Osmanlı’nın hem doğulu olarak küçümsenip hem de İslam’ın temsilcisi olarak kullanılmaya çalışılması tipik bir Batılı iki yüzlülüğüdür.+5

Bu kayıt, ırkçı İngiliz hiyerarşisini özetler. “Order of the Garter” Avrupalılar içindi. “Star of India” ise Hindistan’daki “ötekiler” içindi. Aynı dönemde Kraliçe, Osmanlı’dan G. Afrika’daki Müslümanlar arasında dinî kargaşayı çözmek için bir âlimi gönderilmesini rica etmişti+4

Bu, Hristiyan monarklara verilen İngiltere’nin en prestijli nişanıydı. Abdülaziz, bu unvanı alan ilk Müslüman hükümdar olmuştu. Ancak perde arkasında işler farklıydı. Kraliçe Viktorya’nın günlüğünde Abdülaziz’e “Ona Star of India vermeyi tercih ederdim” dediği aktarılıyor.+3

12 Temmuz 1867’de Portsmouth’a gelen Abdülaziz, Kraliçe Viktorya tarafından büyük törenlerle karşılandı. Basın onu “Doğu’nun efendisi” diye yazmış halk merakla sokaklara dökülmüştü. Windsor’daki törende Kraliçe Victoria Sultan’a Order of the Garter (Çizme Nişanı) verdi. Fakat +2

1867 yılının yaz ayı. Osmanlı tarihinde bir ilk yaşanıyor. Sultan Abdülaziz, Avrupa’ya resmî ziyarette bulunan ilk Osmanlı padişahı oluyor. Abdülaziz’in 6 aylık Avrupa turu Fransa, İngiltere, Belçika, Prusya ve İtalya’yı kapsamıştı. Ama en çarpıcı durak İngiltere. ⤵️